17 Şubat 2008 Pazar

morphine city rhymes

I see you,you know
its hard not to
you
see
me
becuz
I'm glowing in the dark
glowing in the dark
dark is mine
light is not

i see you talk to me
from back there
its real far
i cannot see
but i feel
you think i dont understand?
try me.
i'm damn good.
better than you,you know
well,everybody knows.
but shhhh..
lets not say it out loud
lets keep it a secret
shall we?

can i write lyrics?
damn yes i can
to my silent melody
yeah,right.
try me
me,I'm your damn light

2000

"icimde ölü bir kizin birden bileğime yapismasi için çilginca bir istek var. kulağimi kizin göğsüne yaslamayi ve hiç bir sey duymamayı umuyorum. zombiler tarafindan kitir kitir yenmek bile sadece et ve kandan , deri ve kemikten ibaret olduum düsüncesinden kat kat iyi. seytan melek yada kötü ruh veya her ne ise , bir seyin firlayip birden karsima çikmasini istiyorum. bir ölü, bir hayalet her kim olursa olsun biri elimi tutsun istiyorum"

written by selfdestruct.
[ POSTED BY ladykiller @ 00:03 ] [ ]

bu da ne?

15.05.01

Buraya hangi gezegenden fırlatıldığımı hatırlamıyorum.Ama bir yerlerden fırladığım kesin.
Kendimi hiçbir yere sığdıramadım yine.Park soğuk..çişim var..beklemeyi sevmiyorum.
Tüm bu sıvı saçmalığı da ne???Bir cinsiyetim olduğunu düşündüğünüz için beni suçlamanız
biraz haksızlık değil mi?keşke harcayacak daha çok zamanım olsaydı.Size asıl gerçeğin
ne olduğunu anlatmakla başlayabilirdim..ve keşke içine tepe taklak düştüğüm bu saçmalığa
niye yuvarlandığımı çözebilseydim.
Niye başladığımı hatırlamıyorum..sanırım gülümsememi sağlıyordu.(k.c)

Daha önce...

Ağla denince ağlamayı öğrendiğim gün en güzel günüm olacak.O, o kadar gerçek o kadar
içimdeki o'na ben diyorum.Bunu kimse bilmiyor.Ne söylemeye çalıştığımı bilmediğimi
sanıyor olmalısınız.Yüksek ihtimal darmadağınım.Bu ilgi koca bir şaka gibi.Dönüp durmayın!
Sakin olun..oturun biraz.Kafamı toplamam gerekiyor.Uyumak istiyorum ama bir türlü
uyuyamıyorum.Yatıyorum, kalkıyorum, yatıyorum, kalkıyorum, sigara içiyorum.
İnsanlar oldukları yerden başka bir yer olmadığına inanırken nasıl onlara anlattığım
bu katastrofik ....'yı anlayabilirler??(dışarı çıkmalıyım galiba)

Tam olarak nasıl hissettiğimi hatırlayabilmem hayati önem taşıyor.Lütfen biri çatlayan
kenarlarımı izolasyon bandıyla yapıştırsın.
ımmmmmmmmmm
sizzzzzzzzz..!!
sanırım hedefiniz geriye kalan son beyin hücresi bile tekbencilikten muzdarip bir
selfdestruct sa dalga geçmenin bile bir zevki yoktur.Dört bir yana doğru kendimi yoketme
eylemime devam ediyorum.Bu sizin yapmayı umamayacağınız kadar iyi bir iş..
Bahar bir türlü gelmiyor ve dünyanın sonundaki şehir üstümüze yağıyor.Kaybettiklerimi
hatırlayınca gözlerimi kapatmam gerekiyor.Hala merak ettiğim bir şeyler var
ama artık bitti ve benim bunu bilmeme imkan yok..
Bir parçam diyor ki "Aklını başına topla..dünya sen sona ermesini istemediğin sürece
sona ermeyecek."
Diğer parçam diyor ki "Ama sadece nerede olduğumu bilmek istiyorum ve işlerin hangi
noktadan itibaren kötüye gitmeye başladığını..."
Ama gün geçtikçe geçmişim daha da bulanıklaşıyor.Sanki dünyanın sonundaki şehir
bana "canın cehenneme" diyor.."canın cehenneme.."

brazzaville

Lay down over here, Pal
It seems it's getting late
Look up in the sky
Wild parrots in L.A.
The sun is coming up soon
It's time to go to sleep
There's a heavy rain approaching
It said so on TV

Love Sky
I'm lost in your dark eyes
Your beautiful glow makes clear
That things will be alright

The years flow by like water
That's rushing towards the sea
And our little lives, so fragile
Are rounded by the sleep
The cities rise and crumble
We all die cozily
There's a heavy rain approaching
It said so on TV

ekim 2007-şubat 2008

Aslında onları çok da özlemediğimi farkettim.Günlerdir görüyorum.Bir günden fazla sürmüyor tahammül sınırlarıma yumurta dayanması.Onlara hafızamı verdim ben.Daha fazla kendimi hatırlayamadığımda bana kendimi hatırlatsınlar diye.Kendimi hatırlamaya ihtiyacım vardı.Aşk diye bir şey vardı..Kendimi unutuyordum.Kendi üstümden geçiyordum.Bedenime çiviler çakıp onların resimlerini asıyordum.Yanlış yapıyordum,bunu biliyordum.Bu bana engel değildi,bana engel neydi bi türlü bulamıyordum.Bileklerim acıyordu,klavyeye yenilmiyordum.Bütün olayım buydu aslında,ne zaman yeniliyordum,ne zaman yenilmiyordum bi türlü anlayamıyordum.Aradaki fark çok muğlaktı.Bira içmek istiyordum,Gürültüden sesimi duymuyordu.O'nu istiyordum,gürültüden kalbimi duymuyordum.Bunu yıllarca sürdürebiliyordum.Uzattıkça uzatıyordum.Mailler atıp aşklardan bahsediyorduk.Acı içimize işlemişti,yapıcak bişey yoktu.Sigara dumanı gözlerimi yakıyordu ama bu konuda da bişey yapamazdım,neticede sigarayı kendim içiyordum.Tüm bu şeyler oluyordu,ben bakıyordum.Bakıyordum Anlamıyordum.Aşık olsam yine dünyanın sonu gelir sanıyordum.Belki de dünyanın sonu çoktan gelmişti .Ben bunu da anlamıyordum.Durmaksızın içiyordum.İçimdeki ayık olmama isteği asla bitmiyordu.Napıcağımı bilemiyordum.Belki de ölüyordum,ama çok şey farketmiyordu.O bana dokunsa kırılırım sanıyordu,ben göğsümde kanser hücresi besliyordum.
Belliydi.Anlamıyordu.
Anlamıyorlardı.
Yazarken bu kadar karanlık,yaşarken bu kadar aydınlık,dengeden muaftım işte.Sonu gelmiyordu.Nereye gittiğimin bir önemi yoktu,önemli olan ben olmamdı,ondan kurtulamıyordum.
Kendimden bıkmıştım gidecek yer bulamıyordum.Gittiğim yere huzursuzluk musallat oluyordu.Kin tutmayı beceremediğimden aynı hataları tekrar tekrar yapıyordum.Kindarlıkla suçlanıyordum.Umursamıyordum.Evet doğruydu ölmelerini istiyordum.Hiç bir suçluluk duymuyordum.Limitsiz kitap ve internet bağlantısı olsa ,kendim bile öldürebilirdim.Ya radikal bir eylemi ya da eylemsizliği seçiyordum.İkisi de iyi gelmiyordu.
bu acı eninde sonunda bitecekti.
bunu biliyordum.
yenisinin temellerini atmaya başlamakta fayda vardı.
boşlukta sallanmaktan hiç hoşlanmıyordum.Beni oyalayacak bişeylere ihtiyacım vardı.Acı olması hiç dert değildi.En azından nefes almamı sağlayabiliyordu.Nefes almak.Bunu arada bir unutabiliyordum.Yanlış şeyler istiyordum.Aklımdan çıkaramıyordum.
Kime doğru ilerlediğim belli değildi.Hangi ülkede yaşadığımı adımı yaşımı annemi babamı hatırlamıyordum.Hatırlamak istemiyordum.Durmaksızın yazıyordum.Hiç bir işe yaramıyordu. Yirmi yedi yılda bunu öğrenmiş olmam gerekiyordu.Ama biliyordum,söylemiştim.Ben hatalardan ders almazdım.
Gittiğim yolları tekrar,tekrar,tekrar gider,işaretleri görmez,aynı çukura bi daha,bi daha bi daha düşerdim.
Bu çukuru bir yuva haline getirmeliydim.Çukura internet bağlatmalı,bi kitaplık çakmalıydım.Giriş çıkışlar için bi merdiven yapsam çukur artık ilgimi çekmeyebilirdi.İllaki düşmem gerekliydi.ve tırmanmam.Düşmem
ve tırmanmam
düşmem
ve tırmanmam
...

g boy a.k.a on the road


Canını acıttığımız insanları ne yapıcaz şimdi? Ben bunca cesedi hangi küreklerle hangi topraklara gömeceğim??
Annene söz verdim Güney.Ölmemek zorundasın.

(Kalbimde koca bi yara var kanayan,annemin yatağının sağ yanındaki dolapta da bi kutu pamuk.Çaresi yok yalnız çıkıcam bu hikayenin içinden elimle kalbime bastırarak.)

kasım 2007

beginning of the end

Tam içindeyken ve mutlu olmam gerekirken,o kadar çok canım acıyor ki,bittiğinde üzülücek enerjim kalmıyor.Tam içindeyken neden bu kadar canımın acıdığını bilmiyorum.Daha fazla ölecek canım kalmadı, ama hala yaşıyorum.

Geri dönüp kıçımızda patlayan bir on yıl var ki ;atlatmak da en az bir on yıl alıyor zaten.Atlatırken neyi atlattığımı unutucak kadar boka buladım kendimi ,zaman aşımına uğradı ya da acı.Yorgunum diye bir his içimde hız yapıyor.Bundan 3500 aşk sonra daha mı yorgun olucam yoksa ilkinden beri adım atıcak halim yok muydu bilmiyorum.Kafası karışık,dedikleri gibi belki de alkolik, ve bağımlı bi kızım işte ben.Beni buraya getirenler yüksek beklentilerdi.Yüksek bekleme benden.Lütfen.Seviyorum işte seni.Yapabildiğim kadar.Bardağı elimden kalemi tutmak için bırakıyorum,kalemi biraz daha içmek için.Böyle işte.Sen ağları toplarken ben seni falan toplayamam,anla beni,ben kendimi bile toplayamıyorum.
2007 ekim

son-bahar?

İçimde bir yerlere yerleşmiş bu taşlaşmış, güçlü kadından nefret ediyorum bazen,bazen de onun çatlaklarından sızan bu her tarafı yara bere içindeki kız çocuğundan..
Tamam dedi,anlıyorum.Kötü hissediyorsun.Bu kötüyle yaşamanın hiç mi yolu yok peki?Hayır diyorum,anlamıyosun.İçimden biliyorum ki hiç bir kötüyle yaşayamayacak kadar iyiyim ben.Ama bu benimle mezara gidecek bir sır.Kendimi korumak zorundayım.O yüzden susuyorum.Susuyorum ve bakıyorum.Kocaman gözlerle.Ve bu durum beni kemiriyor.İçeriden dışarıya doğru.
İçeri doğru eklenmek ve dışarı doğru parçalanmak arasında bir seçim yaptım ben.
Dışarıdakiler parçalandığımı görmemeliydi. Yaptığım seçim gün geçtikçe götümde patlarken bu esnada içeri doğru da eklenmediğimi farkettim.Eylemlerim sonuçsuz kalıyordu.Etrafa dökülüp saçıldığımla kalıyordum.Bir yere varamıyordum.
Şimdi bu adam,o güzel eliyle sayfaya dokunup,ben bunları anlıyorum diyor.
ahh.

ekim 2007

Bazen yalnızlığın tüm oyuncaklarını geri almak istiyorum.Bazen de yalnızca insan olmak.Bünyem her ikisini de kaldırmıyor artık ve yazık ki bende herhangi bir dengeye derhal alerji geliştiriyorum.
Şu anda burada mutsuzum.Yarım saat sonra hangi saçmalığı şiddetle hissediyor olacağımı tahmin edemiyorum.
Sarhoş halimden nefret ediyorum.
Ayık olmaya tahammül edemiyorum.
Uyuşturucuları da artık kaldıramıyorum.
Belki de bir kamyon tarafından ezilerek köpek mamasına dönmenin vakti geldi de geçiyor bile.
İnsanlar.
Aptal ve çirkinler.
Görmeye tahammül edebildiklerim ya yekten benim için tehlikeliler,ya kendim için tehlikeli olmamı sağlayan şeyi tetikliyorlar, ya da ben onlar için tehlikeliyim.
Tamam.Yolun bundan sonrası nereye gidiyor sen söyle bana.
Sanıyorum bu yer bana karşı bi tepki geliştirmiş.Takriben yarım saattir burdayım ve ne içersin diyen olmadı.Demek ki neymiş,çalışanlarla itleşmemeliyiz. Sinirlerimize hakim olmalıyız.
Hava berbat.Ben de öyleyim.Belki sadece sen burda değilsin diye, belki de bana böyle davranılmasından hoşlanmıyorum sadece.
who knows.

S.

Kimya.
Göm beni karanlığa.
Işığı geri isteyene kadar
kronik
İçimdeki katil,
içindeki katil dedi adam..
Şimdi senin için
son kez
saçlarımı açacağım

Ne kadar büyüdüm?
Ne kadar parçalandım ve parçalarımdan çoğaldım??
Bilmiyorum
Bilmiyorum S.
Sen yapma.
Kimya..
Kaybet beni.
Şarkılar çalıp,konuşup,okuyup,ağlamayalım.
Yapmayalım.
Kalbimizi büyüyle taşa çeviremedik;
onları bahane etmeyelim.

ekim2007,ank

It only hurts when you're gone

Herkes için yer değiştirdin ama en uzaktan benim için geldin?En yüksekten benim için iner misin?Kafanı karıştırıp durmaya bir son verir misin?Biliyorum esintili adamın birisin.Ama sakin olup beni biraz bekler misin?Bu yeni gelecek olan uzaklık beni yerle bir eder mi? Hepsi yaraladı en sonuncusu öldürür mü?
Bazen bi süredir nefesimi tutuyor olduğumu farkediyorum.O yüzden derin nefesler almam gerekiyor,bazen çok yoruluyorum.Bazen de vazgeçtiğim hayatımı geri alıyormuşum gibi hissediyorum.Kolay şeyler beni bulmaz.Kaldırımda kendi gerçeğimi tekmeleyerek yürüyorum.Burnunda tüten sokaklara tükürdüğün yerdeyim.Tükürdüklerini izleyerek yolumu buluyor,kırmızı lekeler arıyorum, tanrı ne olursun ölmesin O diye sayıklayarak..Şimdi değil.Benden önce değl.Banyoda geçirdiğin zaman en çok bu kadar duruyorum işte.Merak ediyordun.Başka şansım yok.Güzel şeyler kolay çıkmıyor ağzımdan.Sana söylemediğim binlerce şey biriktiriyorum.Tedirginim.Tanrı aklıma mukayyet olmuyor ki, bunu hep kendim yapmak zorunda kalıyorum.
Evet belki gerçekten güçlü değilim ama öyle davranıyorum,tamam o zaman,hatırlasana...FAKE CAN BE JUST AS GOOD!

Don't hurt yourself.

Kendini incitme dedi.Keskin.Yardıma ihtiyacın var mı? Evet var.Şüphen mi var?
Tek kelime etmeden,duymadan ,düşünmeden yaşamak istiyorum.Açıkcası,yaşamak istemiyorum ben.Ama ölücek cesaretim yok.Daha doğrusu ne istediğimi hiç bi zaman bilemedim ben.Şimdi de gerçekten ölmek istiyor muyum bilmiyorum.Sırf şu an bana öyle geliyor diye,ölmek istiyor olmayabilirim,tecrübeyle sabit biliyorum bunu.
Bunu anlaman neden bu kadar zor?

Eninde sonunda gerçeğe dönüşeceğim.Yalnızca süreç acı verici.

(2006)
when you're gone.

13 mart 2005

13 mart 2005

Yapmam gereken ne? Yapmam gerekeni yapacak cesaretim var mı? İnsanlara sözler verebilecek kadar güveniyor muyum kendime? Bitsin istiyorum.Bunu içimden istiyorum.seslendirmeden.Bu beyin bu hayatta bana huzur vermeyecek,artık anladım.dinmek istiyorum.Dayanmak istemiyorum.Beklemek durmak görmek bakmak istemiyorum.

Tanrı,eğer varsan lütfen beni yutar mısın?Çünkü ben insan gibi yaşamayı başaramıyorum.Birilerine sığınmak istiyorum,şefkat görmek, teselli edilmek istiyorum.Artık lütfen beni kendimi savunmak zorunda bırakmayın.Hala anlamadınız mı ne olursa olsun kendimi savunabilirim ben.Ben istemediğim sürece beni yenmenizin mümkün olmadığını anlayın ve beni kendimi savunmak zorunda bırakmayın artık,çok yorgunum.

Sen.

Yaklaş.

Yemin ediyorum silahsızım.

Beni çok yanlış anladın,üzerime sinen parıltı inan seni kör etmek için değil.Ama endişelenme.Hadi endişelenmeyelim.Bak ,gün geçtikce eser kalmıyor zaten parıltıdan.”Ederinden eksiğe bozdurdum ben kalbimi”, hiç karşılık beklemeden,hiçbir zaman,şimdi kendi tarihim karşısında dizlerim titriyor.Bulduğum tüm sebepler yanlış sebeplere dönüşüyorlar.Eğer ölüyorsam sevgilim,inan senin için değil; yine kendi güzel kalbim için ölüyorum.O yüzden bırak kısık kalsın müziğin sesi..Beynimi kamçılayan bütün bu onların sesleri..Adam diyor ki nolur daha fazla beddua etme bana.Ben sana beddua etmedim ki hiç,geri kalanına etmiş olabilirim belki.Hatta daha da abartıp şöyle söyleyebilirim,hayatları boyunca başlarına gelen irili ufaklı her felaketle beni hatırlasınlar.Muhtemelen ben dilemişimdir.Bildiklerinin aksine,seni onların sevdiğinden daha çok sevdim,seni,sana daha çok zarar vermesinler benim yüzümden diye terk ettim.

“Rüzgar diledim,fırtına biçtim,

Hoşçakal sevgilim”*

*Alıntı: B.G

drunken butterfly v.0.0

Akciğerlerimden kavrıyor beni.Nefesimi kesiyor.Ağır bir yorgan gibi kapanıyor üstüme.Gözlerim ağırlaşıyor.Tüm hücrelerim yanarak kaçmak istiyor bedenimden,sonra yumuşuyorArtık düşünmüyorum giysilerimin rengi uyar mı diye rüyalarıma..Hayali sigaralar ve kahveler.Tüm gerçeğim bu oluyor ve bileklerimdeki kağıt kesikleri.Canım acımıyor mu? Elbette acıyor.Yakınlık derecesi acıyı skalalara bölmüyor.Uzak yakın hepsi canımı yakıyor.Ama dayanıyorum.Çünkü bu beni ben yapıyor.Aslında neyi,neleri sevdiğimi hatırlatıyor bana.Öfke aklıma mukayyet oluyor.Öfke beni kendime getiriyor.Beni arayan babasına bunu söylüyorum.Evet,inat edicem.Yenilmiycem.Ağliycam belki ama kendimi kaybetmiycem. Kırılan dizlerime inat hep bi daha kalkıcam ayağa.Şimdi bir bak kendine, benim gibi delirebilir misin? Benim kadar çok köprü yakabilir misin,kırpmadan gözünü? Aşkının üzerine benzin döküp yakabilir misin?

O’nu böyle delirmiş ve çirkin değil de güzel hatırlamak için onu öldürebilirim bile.Bu bile anlatmaya çalıştığım şeyi anlatabilmeli tek başına..

Tüm bunları önceden bilmeliydin.Farketmeliydin yara izlerimi ve pes etmezliğimi.Gözlerimden akan deliliği fark etmeliydin.Daha önceden hiç dikkate almadığın şeyleri teker teker gözden geçir şimdi.

Seninle yaşamak da yaşamamak da aynı derecede korkunç bir noktada.Ama beynim biliyor ki aslında bu nokta tamamıyla palavra.Elbette ki kendimi ateşliyorum.Kendimi sana aşık tutuyorum.Ve bunun tam tersini de yapabilirim.İşler bu kadar kontrolüm altındaysa,ben kesinlikle yanlış bir şey yapıyorum.

Kabus gibi.Asla mutlu bi insan olamayacağımı bilmek.Aynı derecede heyecan verici.Mutluluk kadar bana yakışmayan pek az şey var.Pek çok kötü niteliği zarafetle taşıyorum üzerimde..kibir,snobluk,ukalalık,ayrımcılık..

Kendim için doğru bir insan olabilirim ama diğerleri için kesinlikle yanlış bir insanım.

Ruh durumumu koluma kazıdım.Senin ismini,resmini,çıplak beynini koluma kazıdım.Tanrı hala cezamızı vermediyse bu masum olduğumu anlamına gelmez.

Ve sen ,geri zekalı,anlamadığımı zannetme,ben senin hayatın boyunca olmak istediğin şeyim.Taklidini yaptığın ,arkadaşlarının arasında sen olarak dolaştırdığın..

Beynime giden oksijen tükeniyor.Hangi hayata eyvallah dediğimi unuttum.Sanki bir şeyler yanlış sevgilim,sanki bir şeyler tam da olmaması gerektiği gibi.

Hadi beynimizi tavadan kazıyalım.Kim daha uzağa işer yarışı yapalım.Ya da bu sefer de şöyle olsun mesela,kim daha uzağa işer değil de,kim daha uzağa işeyemeyeceğini bilerek bu yarışa girer yarışı yapalım??

Yemez di mi?

Bilmez miyim?

Her şey tepetaklak gitse de sevgilim,hala dev bi saksı alıp cesedini onun içine gömmek ,sonra da o saksıya çim ekip üzerine uzanmak istiyorum.

Benim aşkım böyle bir şey işte.

Hiç yüksek sesle ağlamaz mısın sen? Komşuları rahatsız etmez misin hiçbir zaman , şimdi kendime uygun bir mezar bulup girsem bir insan evladı da üstümü örter herhalde toprakla?

Sen yapar mısın?

Hafıza en lanetli mezarımız oluyor.Yalanlar yerine geçmesi kuvvetle muhtemel gerçekler üretiyoruz durmaksızın.Aslında ,yerlerde sürünebilmek istiyoruz.Özgürce yerlerde sürünebilmek.Ya da bana öyle geliyor.Hiç bir soruya verecek cevabım yok.Soruları cevaplarla çoğaltmanın bir anlamı da yok.

Cinsiyetsiz ve sarhoş bir kelebek olmak istemiştim.Hepsi buydu.

G. / 2005

15 Şubat 2008 Cuma

wha?

Ayaklarım senin ayaklarına değdiği sürece her sese uyum sağlayabilirmişim gibi geliyor ama içimden bi şeyler başka şarkılar bağırıyor.
Bağırıyorlar!!

Lütfen beş dakika için onlara uyalım.

4 Şubat 2008 Pazartesi

just don't.

dont mourn.dont attack.dont show off..
Its enough.
I let you go..
go be happy somewhere else.
go love someone.
go torture someone else.
tell'er I'm truly sorry for her.
I guess we must stand for our choices as long as we can.
Its her turn.
wish you both luck
and happiness.

why do you affect me? why do you affect me still?
why do you hinder me? why do you hinder me still?
why do you unnerve? why do you unnerve me still?
why do you trigger me? why do you trigger me still?

1 Şubat 2008 Cuma

teşekkür ederim..

I can be an asshole of the grandest kind
I can withhold like it's going out of style
I can be the moodiest baby and you've never met anyone
Who is as negative as I am sometimes

I am the wisest woman you've ever met.
I am the kindest soul with whom you've connected.
I have the bravest heart that you've ever seen
And you've never met anyone
Who's as positive as I am sometimes.

You see everything, you see every part
You see all my light and you love my dark
You dig everything of which I'm ashamed
There's not anything to which you can't relate
And you're still here

I blame everyone else, not my own partaking
My passive-aggressiveness can be devastating
I'm terrified and mistrusting
And you've never met anyone as,
As closed down as I am sometimes.

You see everything, you see every part
You see all my light and you love my dark
You dig everything of which I'm ashamed
There's not anything to which you can't relate
And you're still here

What I resist, persists, and speaks louder than I know
What I resist, you love, no matter how low or high I go

I'm the funniest woman that you've ever known
I'm the dullest woman that you've ever known
I'm the most gorgeous woman that you've ever known
And you've never met anyone
Who is as everything as I am sometimes

You see everything (you see everything), you see every part (you see every part )
You see all my light (you see all my light) and you love my dark (and you love my dark )
You dig everything (you dig everything) of which I'm ashamed (of which I'm ashamed)
There's not anything (there's not anything) to which you can't relate (to which you can't relate)
And you're still here

(You see everything, you see every part)
And you're still here
(You see all my light and you love my dark)
And you're still here
(You dig everything of which I'm ashamed)
(There's not anything to which you can't relate)
And you're still here...


teşekkür ederim.teşekkür ederim.teşekkür ederim.
;)

huh

g: hipokrat yemini diye bişey var!
b: şerefsiz diye bişey de var!