30 Haziran 2010 Çarşamba

i ve got a love shaped hole in my heart

amacım bi otobüs dolusu insani benle beraber götürmek değil elbette ama bazen içimdeki ses diyo ki şu istanbuldan ankaraya giden otobüs şık bi şarampole falan yuvarlansa ya da ne bileyim bişey olsa da işte şu kabus bi bitse...çünkü kendimi öldürürsem annem çok kızar.(üzülmesinden bahsetmiyorum bile.) İlk defa yazın ortasında bu kadar darlanıyorum sanırım.Kafamda dolanan Ankarayamıdönsemtilkileri var bide.tümden.ya da neyse işte benim tümden olduguna inandiğim yere kadar.şehirler arasi geçiş sekanslarımın araları daralıyor.eskiden bi şehirde iki sene idare edebiliyodum.Çok güzel şarkılar dinliyorum.birileri birilerini çok seviyor hep.çok üzülüyor ya da gittiler diye.bi daha bi daha düşünüyorum.derin düşünüyorum.dibine kadar arıyorum.hiç kimseyi sevmiyorum.hiç kimseyi.herkes bir hayal kırıklığı.benim sınırlarım onların sınırlarından çok farklı.o yüzden benim yapmayacağim bişey yaptıklarında kızmıyorum, kırılıyorum.kırık yapıştırmaya çalışmaktan parmaklarım birbirlerine yapıştı.işlevsizim.yalnızım.evimi özlüyorum.evim neresi hiç bir fikrim yok.valizlerim elimde geziniyorum, aklım kedimde kalıyor.geriye kalan tek arkadaşım..onu bu deliler evinde iri ve çiftleşme dürtüsüyle boynunda yaralar açan kocaman hayvanlarla tek başına bırakıyorum.bensiz.o da beni sevmezse yaşamak için bi nedenim kalmicak yazmaya çalışırken nedenim yerine denedim yazdım...işte bu kadar aslında.çoktan bitmiş bir savaşın varlığının tek şahidiyim ben.bi takım ipe sapa gelmez sebeplerle hala sürdüğüne, henüz yenilmediğime ikna etmeye çalışıyorum kendimi.bitti oysa.bunu ben de biliyorum, gazoz da biliyor.
Şu şarkılardaki gibi hissetmek istiyorum, çok sevmek istiyorum.aşkın acı kısmını da seve seve kabullenebilirim.içim bomboş.hiç bir şey hissetmiyorum.en azından ben parçalanayım istiyorum insanlara çarpınca, ama onlar parçalanıyorlar..görünmez oluyorular.hayaletleri sevmek isteseydim kendi hayaletlerimi severdim.onlar orda duruyolar.hep duruyolar.bir gün kalpleri atmayı bırakıcak ama hala orda duruyor olucaklar.çünkü öyle o şehir.insanlar ölürler ama gitmezler.biz o şehirde hep hayaletlerle yürüdük.giderek saydamlaştık.diğer insanlar tarafından farkedilemez hale geldik.ya da korkulur.daha çok korkulur.
son kez rica ediyorum.heyecanım kimde kaldiysa lütfen iade edebilir mi? Başka birşeyim kalmamış olmasından ziyade şöyle bir durum da var...onsuz tehlikeliyim.bekliyorum.

Kan göresim var.Öyle vahşiyim bu ara.Çünkü sanki gözlerimdeki bu perdeyi olsa olsa o kaldırıcak.Aranızda bunu okuyunca panikliycek insanlar oldugunu biliyorum.Ama demek istediğim o değil.Fayanslara değil asfalta dökülen kan mesela, ya da arnavut kaldırımlara.ya da kitapçının camlarına.ya da tahta bar döşemelerine.kan görmek ya da yüzüne akan sıcak kandan görememek.gerçek yaralar.acıtan gerçek yaralar.çünkü bu boşluk acısına artık daha fazla katlanamıyorum.bu müzikleri dinlerken yüzler geçiriyorum gözümün önünden.bir yerde durmasını bekliyorum şeridin.işte şimdi acıdı demek istiyorum.şerit gittikçe hızlanıyor ve yüzler seçilemez hale geliyor.birleşiyorlar, tek ve canavarvari bir yüz oluyorlar.biliyorum, o canavarı ben yaratıyorum.ama hiç değilse en azından bir canavar tarafından yutulasım var.Öyle bi canavarın hayal ürünü olduğunu söyleyen insanlar olduğundan, kendin yaver kendin ye bir bünye olarak canavarımı kendim yaratıyorum (salut S.)
Bu şarkıları dinlemeyi bırakmalıyım.Belki tekrar nine inch nails falan dinlemeliyim.onlar beni anlar.beni hatırlar? bana hatırlatır?
bu hissizlikten nefret bile etmiyorum....
günaydın insanlar.

4 Haziran 2010 Cuma

cold or not

i like this new version of communication between us.imaginary or not.i see the tracks.i pursue.i smile.life is wierd sometimes.cold or not.