30 Ağustos 2010 Pazartesi

You were wrong, pretty baby, bye bye Oh, so wrong, pretty baby, bye bye Yes, so wrong, pretty baby, bye bye

Ankarada'dan gitme zamanı yine...Kış gelmiş gibi çaresiz hissediyorum kendimi kışın geliceğini düşündükçe.Herkesin söyleyeceği bişey var.Kimi şöyle yaparsan geçer diyo, kimi inanmiyorum sana sen şımarıyosun diyo,"herşey insanın kafasında biter" diyen moronlar bile mevcut.(what, are you proving your point or mine, you idiot?)öyle geçiyor zaman,hayat,her neyse...müzikler falan var..bilmiyorum, ne desem kıştan kaçmak mümkün değil işte.Son derece obsesifce seni düşünüyorum kış ne olursa iyi geçer dediğimde...Oysa 15 yaşımdan beri hemen her kış vardın sen, ama ben hiç iyi olmadım.Ama vardın işte sen.Gece ne kadar korkunç olursa olsun, senle konuşunca kalkardı ağırlık üstümden.Yok şimdi ağır gece falan,hayat ağır külliyen.Kış gelicek.Ve ben hazır değilim.Ve kimsenin bu konuda yapabileceği bişey yok.

g.

Goodbye baby, bye bye

27 Ağustos 2010 Cuma

Kendini özlediği zaman dönecek...

uzun zaman hic beklemedim.Öyle ki etraftaki durumu bilen bazı insanlar,artık bittiğine inandı.Yorum yapmadım uzun süre.Daha önce de olmuştu demedim.Daha öncekiler bu kadar uzun sürmemişti de demedim....Birileri unutulamayan birinden bahsettiğinde bi tek seni düşündüm.Ayıksam, anlatmadım.Değilsem anlattım, ama ne anlattığım dışardan anlaşılacak gibi olmayan başka bi dilde çıkar gibiydi.Seni çok özledim.Bunu zaten biliyosun.er insanın hayatta, başka bişeyi seçme şansı olmalı.Benden başka bi hayat seçmek istediğinde, gülümsedim ve içimin kronometresini çalıştırdım.Ukalalık yapmak istemedim,onu tanıyorum, şöyle olunca böyle yapıcak falan diye...Kendinin kim olduğunu hatırladığında, kendini özlediğinde dönüceğini umdum.Çünkü ikimiz için de, geri kalan hiç bir şey geri dönülebilir değildi ama, kendimize hep geri döndük.Kendimizin en büyük aşkı olduk...Belki birbirimizin de...yine de bunu içimden bile söylemedim.Kendime daha fazla mahcup olmak istemedim..Ne kadar zaman geçti saymadım...sen o bensiz olması gereken hayatı denedin.Her denemene o kadar inançlı başlıyordun ki, sonunda kendine döneceğini söylemeye içim elvermedi.Hep inanarak başlarsın sen.İnanarak bırakırsın.Oysa bu kehantlerde bulunmamı ,inançsızlığım sağladı sanırım.Senden ve benden başka olan her şeye.Sen denerken, ben de oyalandım.Tahmin edersin, hiç sıkılmadım.Hiç perişan olmadım.Çok özledim tabii ki, ama seni özlemek bile başka birini özlemeye göre inanılmaz görkemli.Şu aralar kafan karışık biliyorum...İnançlısın ya : ) Seni ,bensiz bi hayatın daha iyi olduğuna inandıran insanlar tatlım, muhtemelen haklılar.Aynı şey benim için geçerli değil.Sen olmasan da son derece tehlikeli sularda yüzüyorum ben...tehlikeli ama çamurlu.sıkıcı.senin belki bi şansın var.Benim yok.Ama inan şansım olmadığından değil şimdi bunları yazmam.senden başka hiç kimseyi sevemiyorum biliyosun..Bir suru insan gelip gitti hayatıma, bi tek senden sonra ( her gidişinden sonra) bunun yerine yenisi gelmicek dedim.Seni hep gülümseyerek hatırladım.Seni hep gülümseyerek unutmadım.Bir kaç zaman daha buralardayım.Bekliyorum...

Not: insanların sarhoşken sözler vermesini, ayılınca vazgeçmesini benden daha iyi kim anlar bilmiyorum.Aç şu telefonu ve kıçımı kaldırıp gelemedim de : ) sorun değil...