17 Şubat 2008 Pazar

drunken butterfly v.0.0

Akciğerlerimden kavrıyor beni.Nefesimi kesiyor.Ağır bir yorgan gibi kapanıyor üstüme.Gözlerim ağırlaşıyor.Tüm hücrelerim yanarak kaçmak istiyor bedenimden,sonra yumuşuyorArtık düşünmüyorum giysilerimin rengi uyar mı diye rüyalarıma..Hayali sigaralar ve kahveler.Tüm gerçeğim bu oluyor ve bileklerimdeki kağıt kesikleri.Canım acımıyor mu? Elbette acıyor.Yakınlık derecesi acıyı skalalara bölmüyor.Uzak yakın hepsi canımı yakıyor.Ama dayanıyorum.Çünkü bu beni ben yapıyor.Aslında neyi,neleri sevdiğimi hatırlatıyor bana.Öfke aklıma mukayyet oluyor.Öfke beni kendime getiriyor.Beni arayan babasına bunu söylüyorum.Evet,inat edicem.Yenilmiycem.Ağliycam belki ama kendimi kaybetmiycem. Kırılan dizlerime inat hep bi daha kalkıcam ayağa.Şimdi bir bak kendine, benim gibi delirebilir misin? Benim kadar çok köprü yakabilir misin,kırpmadan gözünü? Aşkının üzerine benzin döküp yakabilir misin?

O’nu böyle delirmiş ve çirkin değil de güzel hatırlamak için onu öldürebilirim bile.Bu bile anlatmaya çalıştığım şeyi anlatabilmeli tek başına..

Tüm bunları önceden bilmeliydin.Farketmeliydin yara izlerimi ve pes etmezliğimi.Gözlerimden akan deliliği fark etmeliydin.Daha önceden hiç dikkate almadığın şeyleri teker teker gözden geçir şimdi.

Seninle yaşamak da yaşamamak da aynı derecede korkunç bir noktada.Ama beynim biliyor ki aslında bu nokta tamamıyla palavra.Elbette ki kendimi ateşliyorum.Kendimi sana aşık tutuyorum.Ve bunun tam tersini de yapabilirim.İşler bu kadar kontrolüm altındaysa,ben kesinlikle yanlış bir şey yapıyorum.

Kabus gibi.Asla mutlu bi insan olamayacağımı bilmek.Aynı derecede heyecan verici.Mutluluk kadar bana yakışmayan pek az şey var.Pek çok kötü niteliği zarafetle taşıyorum üzerimde..kibir,snobluk,ukalalık,ayrımcılık..

Kendim için doğru bir insan olabilirim ama diğerleri için kesinlikle yanlış bir insanım.

Ruh durumumu koluma kazıdım.Senin ismini,resmini,çıplak beynini koluma kazıdım.Tanrı hala cezamızı vermediyse bu masum olduğumu anlamına gelmez.

Ve sen ,geri zekalı,anlamadığımı zannetme,ben senin hayatın boyunca olmak istediğin şeyim.Taklidini yaptığın ,arkadaşlarının arasında sen olarak dolaştırdığın..

Beynime giden oksijen tükeniyor.Hangi hayata eyvallah dediğimi unuttum.Sanki bir şeyler yanlış sevgilim,sanki bir şeyler tam da olmaması gerektiği gibi.

Hadi beynimizi tavadan kazıyalım.Kim daha uzağa işer yarışı yapalım.Ya da bu sefer de şöyle olsun mesela,kim daha uzağa işer değil de,kim daha uzağa işeyemeyeceğini bilerek bu yarışa girer yarışı yapalım??

Yemez di mi?

Bilmez miyim?

Her şey tepetaklak gitse de sevgilim,hala dev bi saksı alıp cesedini onun içine gömmek ,sonra da o saksıya çim ekip üzerine uzanmak istiyorum.

Benim aşkım böyle bir şey işte.

Hiç yüksek sesle ağlamaz mısın sen? Komşuları rahatsız etmez misin hiçbir zaman , şimdi kendime uygun bir mezar bulup girsem bir insan evladı da üstümü örter herhalde toprakla?

Sen yapar mısın?

Hafıza en lanetli mezarımız oluyor.Yalanlar yerine geçmesi kuvvetle muhtemel gerçekler üretiyoruz durmaksızın.Aslında ,yerlerde sürünebilmek istiyoruz.Özgürce yerlerde sürünebilmek.Ya da bana öyle geliyor.Hiç bir soruya verecek cevabım yok.Soruları cevaplarla çoğaltmanın bir anlamı da yok.

Cinsiyetsiz ve sarhoş bir kelebek olmak istemiştim.Hepsi buydu.

G. / 2005

0 Yorum:

Yorum Gönder

Kaydol: Kayıt Yorumları [Atom]

<< Ana Sayfa