17 Şubat 2008 Pazar

ekim 2007-şubat 2008

Aslında onları çok da özlemediğimi farkettim.Günlerdir görüyorum.Bir günden fazla sürmüyor tahammül sınırlarıma yumurta dayanması.Onlara hafızamı verdim ben.Daha fazla kendimi hatırlayamadığımda bana kendimi hatırlatsınlar diye.Kendimi hatırlamaya ihtiyacım vardı.Aşk diye bir şey vardı..Kendimi unutuyordum.Kendi üstümden geçiyordum.Bedenime çiviler çakıp onların resimlerini asıyordum.Yanlış yapıyordum,bunu biliyordum.Bu bana engel değildi,bana engel neydi bi türlü bulamıyordum.Bileklerim acıyordu,klavyeye yenilmiyordum.Bütün olayım buydu aslında,ne zaman yeniliyordum,ne zaman yenilmiyordum bi türlü anlayamıyordum.Aradaki fark çok muğlaktı.Bira içmek istiyordum,Gürültüden sesimi duymuyordu.O'nu istiyordum,gürültüden kalbimi duymuyordum.Bunu yıllarca sürdürebiliyordum.Uzattıkça uzatıyordum.Mailler atıp aşklardan bahsediyorduk.Acı içimize işlemişti,yapıcak bişey yoktu.Sigara dumanı gözlerimi yakıyordu ama bu konuda da bişey yapamazdım,neticede sigarayı kendim içiyordum.Tüm bu şeyler oluyordu,ben bakıyordum.Bakıyordum Anlamıyordum.Aşık olsam yine dünyanın sonu gelir sanıyordum.Belki de dünyanın sonu çoktan gelmişti .Ben bunu da anlamıyordum.Durmaksızın içiyordum.İçimdeki ayık olmama isteği asla bitmiyordu.Napıcağımı bilemiyordum.Belki de ölüyordum,ama çok şey farketmiyordu.O bana dokunsa kırılırım sanıyordu,ben göğsümde kanser hücresi besliyordum.
Belliydi.Anlamıyordu.
Anlamıyorlardı.
Yazarken bu kadar karanlık,yaşarken bu kadar aydınlık,dengeden muaftım işte.Sonu gelmiyordu.Nereye gittiğimin bir önemi yoktu,önemli olan ben olmamdı,ondan kurtulamıyordum.
Kendimden bıkmıştım gidecek yer bulamıyordum.Gittiğim yere huzursuzluk musallat oluyordu.Kin tutmayı beceremediğimden aynı hataları tekrar tekrar yapıyordum.Kindarlıkla suçlanıyordum.Umursamıyordum.Evet doğruydu ölmelerini istiyordum.Hiç bir suçluluk duymuyordum.Limitsiz kitap ve internet bağlantısı olsa ,kendim bile öldürebilirdim.Ya radikal bir eylemi ya da eylemsizliği seçiyordum.İkisi de iyi gelmiyordu.
bu acı eninde sonunda bitecekti.
bunu biliyordum.
yenisinin temellerini atmaya başlamakta fayda vardı.
boşlukta sallanmaktan hiç hoşlanmıyordum.Beni oyalayacak bişeylere ihtiyacım vardı.Acı olması hiç dert değildi.En azından nefes almamı sağlayabiliyordu.Nefes almak.Bunu arada bir unutabiliyordum.Yanlış şeyler istiyordum.Aklımdan çıkaramıyordum.
Kime doğru ilerlediğim belli değildi.Hangi ülkede yaşadığımı adımı yaşımı annemi babamı hatırlamıyordum.Hatırlamak istemiyordum.Durmaksızın yazıyordum.Hiç bir işe yaramıyordu. Yirmi yedi yılda bunu öğrenmiş olmam gerekiyordu.Ama biliyordum,söylemiştim.Ben hatalardan ders almazdım.
Gittiğim yolları tekrar,tekrar,tekrar gider,işaretleri görmez,aynı çukura bi daha,bi daha bi daha düşerdim.
Bu çukuru bir yuva haline getirmeliydim.Çukura internet bağlatmalı,bi kitaplık çakmalıydım.Giriş çıkışlar için bi merdiven yapsam çukur artık ilgimi çekmeyebilirdi.İllaki düşmem gerekliydi.ve tırmanmam.Düşmem
ve tırmanmam
düşmem
ve tırmanmam
...

0 Yorum:

Yorum Gönder

Kaydol: Kayıt Yorumları [Atom]

<< Ana Sayfa