27 Nisan 2008 Pazar

god bless and goodbye

Questions are never answered
Glances you'll always miss
Too ready to push and pamper
You just took the glory
You thought you stole my thunder
I had to snatch it back
You failed to take me under
I hit the bottom and bounced right back
Oh what can happen now
I won't cave in,
My heart will open out
With love

Caught in a struggle
Goodness, i've tried
You're such a puzzle
I guess, God bless and goodbye

This aint a proposition
Can you clear out your desk
Someone in my position
I'd rather take a risk
Oh what can happen now?
I won't cave in
My heart will open out,
With love

Caught in a struggle
Goodness, i've tried
You're such a puzzle
I guess, God bless and goodbye

In a struggle
Goodness, i've tried
You're such a puzzle
I guess, God bless and goodbye

Caught in a struggle
Goodness, i've tried
You're such a puzzle
I guess, God bless and goodbye

In a struggle
Goodness, i've tried
You're such a puzzle
I guess, God bless and goodbye

I guess, God bless ang goodbye
I guess, God bless and goodbye
I guess, God bless and Goodbye

26 Nisan 2008 Cumartesi

cinnetzzz

iyi ki varsın sevgili kankacım...burda istanbulda hava kabus gibi şimdi.geldiğimde atletle dolaşıyorum diye hava atıyordum ya sana.attığım havaların götümde patladığı ilk kez görülmüyo biliyoruz ikimizde.Akşama beşyüz kişiyi taksime çağırdım,program üstüne program yaptım ve fakat sanırım iştirak edemicem çünkü yine kendimi didikledim ve acaip bi ruh hali içerisindeyim.üstelik ellerim de üşüyor.üstelik ne istediğimi de bilmiyorum.evet ben ne istediğimi bilmiyorum ama sen bunu zaten yıllardır biliyosun o yüzden inanılmaz bi keşifte bulunmuş gibi davranmayayım.evime ışınlanmak istiyorum ama biliyorum ki evime ışınlansam sabaha kalmadan gerisin geri başka yere ışınlanmak isticem,belki benim gibi tatminsiz memnuniyetsiz insan müsfetteleri yüzünden hala otobüse biniyo insanlık.çok da sikime mualla özgenin değişiyle.binsinler.inmesinler mümkünse ,gözümden uzakda gitsinler gitsinler gelsinler.zaten gözlemlediğim kadarıyla insanlığın yegane emeli gidip gidip gelicek bir delik bulmaktan ibaret.amına koduklarım.böle küfretmeye başlayınca kendimi çok irite ediyorum ama napiim.durum böyle.tiksiniyorum sinem.insanlardan,isteklerinden,bencilliklerinden,bitmek bilmez egolarından libidolarından yeri gelirse lego olmuş yapılıp bozulmakdan ayar tutmaz olmuş kişiliksizliklerinden...
tiksiniyorum işde.sinir ucu iltihabı gibi bişey.bildiğin bi his.birazdan sana telefon açıp bugün hiç de aklında olmayan bi işin daha olduğunu bildirmeyi düşünüyorum.derhal bir vasıta vasıtasıyla siktiğimin bozkırına gelip b eni görmelisin,yine dengemi kaybettim.tam emin olamadım bi türlü dengeden muaf mıyım,yoksa az biraz bana da lazım mı...
ööööffff sinem öööööööfffffff.
tarık hocanın türkçe derslerindeki mübalağa sanatı tasviri gibi bi of çeksem karşıki dağlar-ki sanıyorum maslağa falan denk geliyo -yıkılırmı acaba-ben aslında davutlar köyü ve izmir çiğliyi yıkmakla yetinebilirim şimdilik.
saçmalamaya burda son vermeliyim.Haddimi bilmem ben bilirsin.bari en azından durmayı bileyim.

25 Nisan 2008 Cuma

muhteşem olmuş muhteşem.

18 Nisan 2008 Cuma

sevgili günlük

sevgili günlük;
bugün "are my friends really my friends??" konulu sempozyumda sandalyemin bacağı kırıldı ve kuyruk sokumumda bir ağrıyla kalktım yerimden.Bu tip durumlarda kuyruk sokumumuzda bir kuyruğumuz olsaydı ,canımızın çok da acımayacağını düşünüyorum sıklıkla.( Evet . Çok zekice. Şimdi kuyruğu olan canlıları teker teker düşünüp kendimizi onlarla karşılaştıralım.)Bu tip durumların beni üzgün ya da kızgın ya da bunlara benzer bişey yapmasındansa sarkastik yapması ,ya bu tip durumların başıma çok sık geldiğini, ya da herkese benzemediğimi gösterdiğini düşünüyorum.(you go figure which)

msn arkaplanlarında x+y nin z ettiğine dair bir ipucu yakaladım.Belli ki artık insanlar söz konusu z yi yakalayamıyorlar,çünkü belli ki bahsi geçen insanlar z'nin,yani arkadaşlık kavramının nası bişey olduğunu bi türlü hatırlayamıyorlar. (belki onların sandalyesi kırıldığında kuyruksokumları değil beyinleri hasar almıştır.) (head trauma caused by blunt force)

evet sevgili günlük.Rahatsızlıklarım bununla da bitmiyor.Kedim beni deli ediyor,geceleri uyumama izin vermiyor ve durmaksızın miyavlıyor .( sevgili istiyormuş) Ben de buna şöyle bir çözüm buldum.Gün içinde uyurken her gördüğümde onu dürtüp uyandırdım. (Nasıl oluyomuş uyku bölünmesi anlasın amcık)

ı ıh.
herkes biliyor ki ben küfreden bi insan türü değilim.Değildim ya da.Siktiğimin kuşu ile başlayan yolculuğum burada son bulmadı pek tabii ki.İnsan insan olmayagörsün...aklına ne hinlikler geliyo.Evet: tüm bu pasif agresyonun sebebi benim kötü kalbim .doğru bildiniz. I don't have a good side.
Bunu bana neden yapıyorsun diye soracak olursa insanlar diye söylüyorum, ya o zaman dilimini fast forward geçeceğim ya da bir ses kaydı ile geçiştireceğim. "Cuz I am a mean motherfucker, that's why! "

Şimdi bana inanlar sağ tarafa inanmayanlar sol tarafa geçsin.
İnsan kimin kim olduğunu bilmek istiyor tabii olarak.

Ben ima etmem arkadaşım direk söylerim diyecek yüreğim vardı bir zamanlar ama biliyorsunuz kaslar insanları yarı yolda bırakabiliyorlar.
Benim dökme demirden imal edildiğime inanan tüm arkadaşlara sesleniyorum.
"İnanıcak daha güzel yalanlar da var!"

Şöyle ki, ben insanlar kırılıp dökülmesin diye kırılıp dökülüyosam,düşündüm ki dürüst olmamın ne gibi bi sakıncası olabilir ki ,mesela onlar beni kırdığında no mate, you know i dont care,forget it ,its cool ,its ok diyosam,onlar da deyiversinler bi zahmet,çünkü eteğimdeki taşları dökesim geldi .

Hiç kimseyi sevmiyorum.Hava bu kadar berbatken,bi türlü valizimi hazırlayamazken,çamaşırlar kurumak sinem de gelmek bilmezken,düşündüm ki yapılıcak en iyi şey-bir zamanlar kişiliğimi bu temel üzerine kurmuş olduğumu da hatırlatmak isterim (yani nasıl yapıldığını biliyorum alışmam zaman almaz) evet ne diyodum,en iyi şey..kimseyi sevmemek.evet sevgili günlük.kimseyi sevmiyorum.çünkü belli ki bahsi geçen kimseler de beni pek sevmiyorlarmış.Its cool.

ONE DAY I'M GONNA GROW WİNGS.
(For real!!)

a heart like mine

Its all flowing.Inside to outside,outside to inside..Ican't remember my own name.I can't follow what I feel.Countless shit I've been thinkin' and goin' thru'...and people,whom I happen to remember from time to time..and then forget again... I lay them down,six feet under,and recall again..And get excited,and get bored of 'em..I don't even know how a real feeling feels like...
Do I love 'em?
Do I hate 'em?

I've been all over the place and back.I've been fun. I've been noisy. I've been excited. I've been torn apart.I've been silent.I've been sufferin'. I've been down and drownin'..And now, reaarranging all these thoughts in this moment.. is suicide.
I've been dyin' and resurrecting every fuckin' day.I'm tired of changing,regretting,being furious.. I am tired of all those feelings and thoughts and ideas that've been eating me inside..I fuckin' care alright? So please choose your words when you're talkin' to me! I'm freakin tired or acting like its cool. IT'S NOT!
And all this idotic addiction shit.Its smothering me.I am not like that.That was not the thing i dreamed for me. I've been fighting to it.Fighting against it. Fighting with it from almost 15 years; and after all those years I've been messing with my head, this person we all see now,this cannot be me, right?
I wanne be me again.
I wanna be healthy.I dont wanna fight and lie and hide and ache inside alone.

I've been walking the whole city.I watch my feet as i walk ...Walking erases my head.
I wanna black out.
I wanna black out and never come around again.
Its not the reality that keeps hittin me in the face, it's the dream, which I couldnt make come true.
My eyelids are heavy..I have tones of things to do..well, I cant..Cuz I'm sick.And tired.And too heavy for the real world.

14 Nisan 2008 Pazartesi

springs here again

Bahar sonunda geldi ama tüm o heyecana rağmen gelenin pek de bi getirisi olmadı.Hayatımı bu melankoliyle geçiremem.Eski baharları özlemekten yeni baharlara adapte olamıyorum.bişeyler hep eksik.bişeyler hiç istediğim gibi gitmiyor.hiç bilmiyorum.hiç öğrenmiyorum.hiç uslanmıyorum.akıllanmıyorum.düşüp kalkmaktan yaralanmaktan kabuk bağlamaktan kabuk koparmaktan....
başka bişeyler istiyorum ben.
başka bişeyler.
hem de hemen.

7 Nisan 2008 Pazartesi

N.T.A.JUNKİE

Eğer bişey söylemek istiyosan bi adım öne çık.Korkak adımlar atma karanlığa ( ya da karanlıktan/ ne taraftan geliyorsan artık).
takdir etmiyorum sanma..anlamış olmana sevindim iyi niyetimi.hiç bi zaman söylendiği kadar kötü olduğuna inanmadım.verilen durumda yapılması gereken şeyler var bazen,yapıyorsun işte o kadar.senden sonra daha net öğrendim.ben de yaptım aynılarını,asla haketmediğini söyleyebileceğim kadar şeffaf kimse çıkmaması kurtarmış olmalı beni şu an içinde bulunduğun vijdan azabından.yine de ,dediğim gibi...hepimiz pişman olduğumuz şeyler yaptık.her şeyi kafanda bi yere oturtturmuşsun ama bunu oturtturamamışsın ya,insanız ondan ...seni affediyorum.bunu daha önce de söyledim.çok uzun zaman önce affettim...dediğim gibi ..hiç bi zaman diğerleri kadar acımasızca da bakmadım sana.anlıyordum yaptığın şeyleri neden yapıyor olduğunu..sen kendi cehenneminin peak noktasındayken ben de kendiminkine giriş yapıyordum...senin artık sıkıldığın şeyi ben yeni öğreniyordum,sana bakıp öğreniyordum.Bi film izledim, kız diyordu ki..."derhal acımasız olmayı öğrenmeliyim büyükanne".. binlerce binlerce defa söyledim bunu kendime.sonra da öğrendim galiba ama net bi zaman hatırlayamıyorum sadece birden bire işler değişti daha az incinmeye başladım,daha kolay atlatmaya..sonra /...şimdi...
diyorum ya...unut gitsin.
herkes iyi olsun işte.geçmişiyle savaşınca insan en fazla biraz daha yara alıyo,hiçbişeyi halletmiş olmuyosun...seni anlıyorum.istersen anlatırım da ona.ama anlamiycaktır. seni rahatlatsın diye yapmak istediğin şey ,seni daha çok kırıcaktır.ki konuşmak istediğin adam hayatımda tanıdığım en insan insan.ama öyle işte.yaşamış olmak gerekiyor belki.belki o sırada sen olmasaydın izleyip öğrenicek,çoktan ölmüş olucaktım,belki kırılmama sebep olan yollara hiç girmiycektim.bunu bilmemiz artık olanaksız.bunları sana anlatabilirdim de ama anlatmadım neden bilmiyorum.sırtında duran dövme var ya...onu silmek istesen geriye bi yanık izi kalıcak.onu ararsan da geriye sadece bi yanık izi kalıcak. bi gün farketmiştim ki affetmek unutmanın en iyi yolu.
o günden beri özgürsün...belli ki haberin yok...
;)
beni anladığın için teşekkür ederim.

5 Nisan 2008 Cumartesi

yüzümdeki çarpık gülümseme

shadowboxer

Ne kadar yorgun olduğumla ilgili hiç bir fikrim yok artık.Artık olduğum bu insan olmaktan nefret bile etmiyorum.Ne kadar aklımın karışık olduğuyla ilgili,nerde yaşamak istediğimle ilgili ,ne istediğim ne hissettiğimle ilgili en ufak fikre sahip değilim.beyin ölümümün gerçekleşeceği gün için ipler çekiyorum filyenin değişiyle..evet. ip çekiyorum.Hiç bir şey hiç bir değişikliğe yol açmıyo ,ve bi değişikliğin olması da ruh halimde bi değişikliğe yol açar mı bilemiyorum.Ortadaki konserveyi çekmek bile işe yaramıyor.Belden aşağı vuruyorum,biliyorum.umrumda değil açıkcası nasıl bir üçkağıtçı olduğumu düşünmeniz,her nasıl düşünüyorsanız,size güveniyorum öyleyimdir.
yüzüme yerleşip duran o çarpık gülümseme geri döndü:-insanları aşağılamak istemiyorum,derken içimden bi ses,diğer bi ses de diyor ki-hangi insanlar,canım??
hangi insanlar?
demiştin ya,çok önceleri insanlar yaşarlarmış bu gezegende,belli ki gitmişler çok önce.yediremedim nedense bi türlü kendime tüm bu canlıların beni parçalamaya niyetlenmiş vahşi hayvan sürüleri olduğu gerçeğini.
ö. diyor ki s. gittikçe daha da öfkeli yazmaya başlamış.içim rahatlıyor.öfke iyidir.öfke aklına mukayyet olur insanın.tanıdığım duyguların bi çoğundan daha eylenceli daha üretken ve daha sağlıklıdır.hayalkırıklığı,mutluluk,melankoli,hepsi canımı daha da fazla sıkan ayrıntılar gibi görünüyor şu an gözüme,ama ayağa fırlayıp mutluluğun sahtesi olmaz diye bağırdığım günlerde sanki öyle çok uzakta değil..bilemiyorum ki s.
belki de öfkeden deliye dönmelisin.en azından kendini korumana yarar.madem eninde sonunda lime lime olacaksın,bırak bunu sana kendin yapsın.(ö. ile ortak fikrimiz.)

baharın bi türlü gelemeyişine gelicek olursak,korku filmlerindeki gibi bi çığlığın arkasından ölmek istiyorum ulaaaaaaaaaaaaan diyen benim sesimi duyarız.yalnızca biraz güneş istiyorum.çok mu?
canım çok sıkılıyor.kendimden duymaktan bıktığım phraseler arasında kesinlikle ilk sırada geliyor ama bu gerçeği değiştiricek kadar gücü yok demek ki.sıkılıyorum ve bu konuda hiç bir şey yapmamak gibi pis de bir alışkanlığım var.
hiç bişey yazasım kalmadı.
gidiyorum ben.
güneşi ariycam.

2 Nisan 2008 Çarşamba

lady of the lost cause


Your sorry eyes, they cut through bone.
They make it hard to leave you alone.
Leave you here wearing your wounds
Waving your guns at somebody new.

Baby Im a lost
Baby Im a lost
Baby Im a lost cause.

Theres too many people you used to know
They see you coming they see you go.
They know your secrets and you know theirs
This town is crazy, but nobody cares.

Baby Im a lost
Baby Im a lost
Baby Im a lost cause.
Im tired of fighting
Im tired of fighting
Fighting for a lost cause

Theres a place where you are going
You aint never been before
Theres no one laughing at your back now
No one standing at your door
Is that what you thought love was for?

Baby Im a lost
Baby Im a lost
Baby Im a lost cause
Im tired of fighting
Im tired of fighting
Fighting for a lost cause.