4 Ağustos 2012 Cumartesi

hey ho !

şehirler ve insanlar mı sıkıldığım yoksa ben miyim diye düşünüp durmaktan beynim durdu.muhakkak bişeyleri yanlis yapıyorum bu kadar suclandigima gore durmaksizin elbette ama soyle bisey de var.degistirmeye calismayanini da gordu bu gozler.ha sen dersin ki bok boku kenefte bulur, biz o keneflerde de cok eglenmiştik.simdi icimdeki sıkıntı elbette gececek bir sure sonra.sonra yine guzel olucak hersey herkes icin bir sure.sorun su ki, ayni benim gibi ,sen de keninden mutsuzsun aslinda.sen de benim gibi dolanip durucaksin hayatın boyunca ,eger hayatta kalmayı basarabilecek kadar akilli ve cesursan soyledigin gibi.giden gelen onca kargodan biri olucak bu kargo da gunun birinde.(evet su an biraz sabirsizlaniyorum o an icin cunku canımın sıkkın olmasindan hoslanmiyorum ya da acı cekmekten surunmekten vesaire) surunmekten bahsettigimde cakal cakal gulumsedigini ya da bana küfür falan ettigini tahmin ediyorum eger okuyorsan ve fakat insanın kendisinden cekmesinin de bir gorkemi var baskalariyla savasmaktansa kendimle savasmayi tercih ederim. en azindan disime gore bi rakip oldugumdan eminim. belki bazen kendimi affetmekte daha cok zorlaniyorum baskalarini affetmekten ama sevgilim, merak etme, ben hastaligi her zaman affederim.kötülük ise baska bisey.artık o kadar da saskin degilim kotu oldugun icin.cunku ben kime baksam kendi buyuk kalbimi goruyorum.bazen yansiyor kendim bir takım yuzeylerden daha yeni bir yerlerde okudugum gibi, bazen yansimiyor.o yansimalarla bocekleri bile yakmam ben.copleri bile.cunku gunes isigi, parlamak icindir yakmak icin degil. burda bir koy var yakinda. o koy hic de benim koyum falan degil. ama ben burda da gunes acarim,valiz toplarim,bardaklari gazetelere sararım.cunku benim icin yer degistirmek mutsuzlugun devami degildir.bu da boyle bir bakis acisi isde.gunesin topraga dik vurdugu yerdeyim.sana iyi sanslar dilerim.

10 Ocak 2012 Salı

bounceback

boktan bişey bi zamanlar aşkla bakan gözleri sıkıntı içinde gormek.ama oluyor.her zaman.kendimle ilgili cozmem gereken bunca sey varken, bi de bunlar var.sokaklar sıkıntıdan ,özgün , uzun yariklar halinde catliyor degisiklik olsun diye.bu kadar beyaz ve gri hic guzel gitmiyor birbiriyle.ya da benimle.sıkıntı degil beni deli eden.dogustan deliyim.tam olarak deli degilse de huzursuzum.yumusacik ve kukurtlu muzik son alti omurumu da dugumledi.yeniden ruya gormek icin toplamam gereken guc icin icime barajlar kuruyorum.anlamsiz bakan, tanımadigim gozleri tercih ederim sevgisi yok olmus gozlere diyor içimden bi ses.bu sesin sahibini taniyorum.durup durup beni tuz buz olmaktan kurtaran septik orospu.simdi bunlari okurken icinden beni asagiladiğini biliyorum.ama onemi yok.cunku beni o kadin kurtarıyor hep sen degil.aklimdan bildiğim ilaclari geciriyorum.içimdeki bu salak his yok olsun istiyorum.aklima gelen ilaclarin hicbiri işe yarayacak gibi durmuyor.o buz kralicesine ihtiyacım var.içimi buzla kaplamasina, taşla, çamurla, gerekirse bokla.bu hissin yok olmasina ihtiyacım var.dunyayı tetikleyicilerden ayıklamam mumkun degil.her tasin altinda tetikler var.her yuzun altinda o tetikleri ceken parmaklar var.bu parmakların cogunu tanımıyorum bile.Ne hatirliyosun benle ilgili? guzel bisey hatirliyor musun? Her igrenc gercegin arkasinda korkunc guzel gercekler var kendimle ilgili.bunlari bi tek ben gorebiliyorum.beni bu kadar iyi bi tek ben biliyorum.kalbime ve samimiyetime bu kadar bi tek ben inaniyorum.sen beni kötü birisi saniyorsun.sen benim seni kötü birisi sandiğimi dusunuyorsun.bunca kotulugun icinde gucsuzum.hayatımda ilk defa bu kadar gucsuzum. ama onemi yok sevgilim.zaten cok kar yagiyor.zaten soguk.zaten hareket edicek halim yok.bu berbat havasizlik su eski yün anane yorganlari gibi üzerime kapaniyor.kardesim diyor ki sarilirsa iyi gelirmiş.basinc kendimi toplamama yardimci olurmus.oysa ben ne zaman içim parcalansa, yalniz kalmak istiyorum. .ne istedigimi bilmiyorum.buz kralicesi diyor ki ilk aşamada rahatsizlik veren seyden kurtulacaksin.rahatsizlik veren seyden bir ceset yaratıcaksın.ben henuz hali hazirda bekleyen cesetleri gomecek topraklar bulamiyorum.bütün küreklerin saplari yaniyor.dokununca ellerim yanıyor.daha fazla ceset istemiyorum.bunun formulunu bildiğimi sandiğim sirada, onlardan ziyade kendimi bi cesede cevirdiğime dair sarsilmaz bi inanca sahibim.küçük bi cocugunkine benzer bi kinim var olan bitene.tetiklenen hafizamin cagrisimdan serseme donmesiyle geliyor, sen bana ilk sarildiginda geciyor.her seyi unutuyorum.bir dahaki tetikleyiciye takılıp yuz ustu kapaklanana kadar.her tasin altinda o tetikleri ariyorum.kendime engel olamiyorum.sanki beklenmedik anlarda, tanimadigim yerlerde ve son derece rasgele suratima carptiklari yetmezmis gibi, arayıp buluyorum onlari.bulabiliyorum ama.varlar cunku.ordalar.orda olduklarini bildiğim icin aramak zorundayim. içim diyorum.cok kotu diyorum. keske bana yardim edebilsen. keske bana yardim edebilsem. kendime su cumleyi 1000 kere yazma odevi veriyorum. I'm gonna bounce right back from this. G.

10 Kasım 2011 Perşembe

yes i am

takilmayi icmeyi o sarkidan bu sarkiya konmayi falan birakabilirim ama bi daha ayılabileceğimi sanmiyorum.ayılmak icin cok gec, bayilmak icin cok erken bir aradayım.eşik işte.her eşik gibi can sıkıcı.intiharin eşiği infilakin eşiği.eşik eşik geziyorum. medeniyetin eşiği burasi.medeniyetten hemen bi durak oncesi.bildin mi? Bugun bırakın böyle ilkel gecsin.birinci el akil hastaligi.kullanilmamis. oyle dersem kulliyen yalan olucak simdi.kullanmadık mı ,kullandık.hafiza bosluklarina ayaklari takılanlar icin korteksimizden kaldirim tasi yaptik.(akvaryum degil.onu televizyonun yerine koydum.) tam gidicekken tıkandi anahtarlarim.hepsi birden inanir misin.pipet folyo kova pet şişe.her şey tıkandi. olmuyor.flulasmayınca flulasmiyor gercek.canı istediği gibi. sakat kalıyorum bunca gercegin icinde. g.

8 Kasım 2011 Salı

on and off again II

Aldigin cicekler soldu.hep geriye dogru sayan bi kronometreye bakıyo gozlerim.hep zamanımız azaliyormus gibi geliyo.Hic enerjim yok.Ama surekli bisey yapmazsam icimdeki buruklukla başedemiyorum.Cok ayigim.İlk defa bu kadar ayığım.Bunu sevmeyecegimi biliyordum.Cok yaşlı ve cok hasta hissediyorum.Konusamiyorum gibi geliyor.Büyük ihtimalle haklıyım.Konusabiliyo olsam anlatabilirdim.Belli ki anlatamıyorum sana nasil hissettiğimi..Anlasaydın böyle yapmazdın gibi geliyor.Her şeyde yanılmış olabilirim ama bunda yanılmadım diyorum kendime.Sen iyi bir insansın.Bunu hep tekrarlıyorum kendime.O iyi bir insan.Bilerek yapmıyor bunları.İyi bi insan o.Hava gittikçe biraz daha soguyor.Beklediğim kadar da tüketmiyo bu beni artık.Hep tatil düşününce aklıma kumlar sıcaklar denizler ,altlari , kayalar cırcır bocekleri gelirken simdi dökülmüş yapraklar görüyorum sarı sarı kocaman ormanlarda.bordo ara ara.agac evler ,battaniyeler..sanirim beynim artık soguga adapte olmaya karar verdi.Belki de üşümeye alıştım ve aldırmıyorum eskisi kadar.Artık kendimi cocuklarin cizdigi mutlu gunes gibi hissetmiyorum.
Aralıksız akamıyorum artık.Hiç durmadan dökülemiyorum.olmuyor.kesik kesik.cumle cumle.nefes alıyorum aralarda.o aralar olmasa nefessiz kalacagim, cildiracagim...Beynimi azıcık olsun rahatlatmıyor yine de, nefes alabilsem de görüntüler akıyor.Akıyor.Bi tek onlar akıyor içimde ,ve disari cıkamıyorlar.Bir iğne darbesi lazim patlamam için.O zaman napıcaksınız??? İçimden fırlayıp dört bir yana bulaşmış o kelimle çöplüğüyle nasıl başa çıkıcaksınız???
Çok da önemli değil aslinda o noktadan sonra kimin ne yaptigi..Ama içimdeki epik kahraman seviyor böyle doruk sahneleri.
Her şeyi çok yanlis anladin...Hep insanlarin beni kolaylıkla anlayabileceğini saniyorum.Bana göre benimle ilgili her şey son derece primitiv. Pazar sabahı gibi.Çok kolay.Çok güzel bişey söylemeye calisiyordum aslinda.Sana güvendiğimi söylüyodum disarda senden uzakta ortalarda dolasirken, sen varken bana bile güvendiğimi söylüyodum.Bilmece cozmekle yükümlü falan olmadigini biliyorum.Anlayacagini varsaydigim icin ben hataliyim.Sitem etmiyorum.Özür dilerim.
Şimdi ise benle ilgili her şey güvensizliğe işaret ediyor.Hayatım boyunca güvenmeyi hiç bi zaman zor bulmamıştım bu kadar.Herkese güvendim ben hep.Ama hiç güvenilir bulunan bi insan olmadim.Muhakkak haklı nedenleri vardı insanlarin bana güvenmemekle ilgili.Çenemi hiç tutamam mesela, ya da neyin saklanmasi gerektiği bana söylenmediği sürece onu saklamam gerektiğini bilemem.
Beni gör istiyorum.Oldugum gibi.
Anladin mi? Gör.
Beni gör.

Lütfen.


G.

22 Ağustos 2011 Pazartesi

on and off again

kırgınlığın yarattığı sessizliği dinlemek zorunda kalmayalı cok uzun zaman olmuştu.neredeyse annem ve babamdan beri denk gelmemiştim. benim kırgınlıklarım gürültülü olurdu eskiden.(yaşlanmak bilmediğimi zannedenlere duyrulur, gıkım çıkmıyor.) zamanla kaybolan yara izleri gibi ,başımın üzerinde duran şu tavan da zamanla yok olur gider mi kendiliğinden diye merak ediyorum.Bir tavan eşliğinde yaşarken nefes almak öyle zor ki.
insan ilişkileri komplike hale geldikçe oda sayılarının arttırıldığına inaniyorum.önceden avlular ve tek göz evler varmış, şimdi odalar ve separatorler var.(yazar burda marşımızda bahsi geçen tek dişi kalmış canavardan bahsediyor.)
kapılar kapatıyoruz agzimizi bicak acmazken, bıcagin agzimizi yirtarak acabilmesi durumunda ise düzenli sesli ve sessiz harflerden ziyade bazen bi hırıltı çıkıyor, bazen bir çığlık.(kendi insanlarını kırma ihtimalina ragmen yazıyorsun der icinden usulca, yavaş.) ama çığlıklar ordalar.ne kadar giderek duyma düzeyim kalıcı hasara ugramıs da olsa, cigliklari gorebiliyorum.duyamasam bile gorebiliyorum.(ki gormek duymaktan daha acı verici der kendi kendine..) (icinden ama,usulca). isyanın da usulcası var.artık eminiz.biz,hepimiz.filmlerde bile karsima cıkmıyor hayranlık uyandıracak kimseler (captain captain, we sure did not forget about you)uzundur diyorum zaten, hepten yok olmakla uzundur gorunmemek farklı seyler.uzun uzun gorunmemeyi basarabildigimiz elbette oldu.hepten kaybolabilmek ise zor bisey.aklım kendisini ebediyen bulunmayacak sekilde kaybetmeme senelerdir beklemediğim bir güc ile direniyor.Bu direnişten ikimiz de sağ, ama paramparça kurtulacagiz.Paramparçayı görücek kadar uzadı oyun,sağ çıkacagimdan ise icgudusel bi sekilde eminim.(pek tabiiki ölene kadar hayatta oldugumuzdan haberim var.)(vakti zamanında agir roman haber vermişti.)
televizyon bilgisayar internet falan yokken, insanlar evde birbirlerine küstüklerinde ne yapıyorlardı acaba? Ya da belki tüm bunlar olmadigi icin, bir an evel barısmak ya da birbirlerini öldürmek zorunda kalıyorlardı?
bazen cinayet hic de kotu bi fikir gibi gorunmuyo insan.(her iki uctan da)

varsayımsal düşünüyorum, kimseye küs oldugum yok aslında sevgili küllük. biliyosun ben küsen bir insan degilim, hic olmadim.(ama bu insanlarin bana küsmesine engel olmadi tabii.)

bazen s. yanımda olsaydı ona bagirir rahatlardim diye düşünüyorum.ama bagiricak halim yok.
s'ye bile.
gercek olmasa bile.
gercek olsa bile.

halim yok.

7 Haziran 2011 Salı

Seni zırh gibi üstüme giyerken düşündüğüm elbette ağır metal zehirlenmesi değildi.Ama beklenmedik şeyler oluyor işte hayatta.Sönük lastik gibi hissediyorum kendimi.Hareket ettikce cantlarim batiyor etime.İçimdeki tüm hava gitmis gibiyim.
Dis agrisi gecirmeye calismak gibi uyanmak.Hissizliğe.Cunku izin veremem karnimin agrimasina.cunku izin verirsem yok olacagim.Henuz bitmedi sonraki bölümlere olan merakım.Yok olmak istemiyorum daha.olimposa gitmek istiyorum, kelebeklere gitmek istiyorum.otostop cekmek tanimadigim insanlarla muhabbet etmek istiyorum.cok yanıp yogurt surmek istiyorum her yerime.tişörtümü hortumla ıslatıp öyle giymek istiyorum üstüme.daglara bakarak duş almak,duş süresini olabildigince uzatmak istiyorum.Seni sevmeye devam etmek istiyorum.Anlasılmak istiyorum.kodlarimi cozup ,o bombos sayfaya uzun uzun bakmani istiyorum.Cunku biliyorum ,tum bu karmasanin altinda aslinda o kadar sade bisey var ki, sonsuz bozkıra bakmak gibi.sonsuz denize.sonsuz sise.

Artık bir açma/kapama düğmem oldugundan eminim.On konuma getirilmekten dehşetle korkmamayı istiyorum.Derim yüzülürmüs gibi hissediyorum.Hayat tarafından yutulmus gibi hissediyorum ve sonraki olası en tasakli hamle de birilerinin suratina tukurulmem.Kimse boyle bi gelecegi haketmez diye, binlerce parcaya ayrilip her insana kendi gozuyle bakmistim.Hakettiğim gelecegin bu olduguna inanamiyorum.İyi bi insan oldugumu biliyorum.Nerde yanlis yaptigimi goremiyorum.Neden bu kadar kötü biri oldugumu dusundugunu cozemiyorum.Hepsinden onemlisi , bu yazının aynisindan uc bes tane daha olmasi gerceginden nefret ediyorum.Kacirdigim bir nokta var belli ki.Nasil olup da her hikaye tek bir hikayeye donusuyor karakterler kim olursa olsun anlamiyorum.Kime asik oldugumun askin umrunda olmadigini biliyorum.
Bir süre susacagim demek icin yazdim.Bir süre off konumda kalacagim. agzimi bicak acmiyor cunku.gercek gercek.denedim bıcak bile acamadi.soyleyeceklerim bitmis gibi hissediyorum.icimdeki kelimeler dev bir dalga gibi birbirleriyle birleserek beni kendi kıyılarima vuruyor ama gıkımı cikaramiyorum.Mutlu, mutsuz, üzgün, sevinçli heyecanlı,yasta degilim.Hic bir sey değilim.oturdugum yeri bile goremediğim bi karanlikta kendi bosluguma salladim ayaklarimi ,gozlerimin karanliga alismasini bekliyorum.gorebildiğim zaman, gördüğüm şeyi sevebilmek istiyorum.


g.

where i end and you begin..

Bir an için inanmıştım normal olabileceğime.Bir arkadaşımla dışarı çıkıp bir iki içki içip dönebileceğime.Elbette söylemene gerek yok biliyorum optimist bir gerizekalı oldugumu.
Artık biliyorum.Güzel kalbim, hiç bir anlama gelmiyor gercek dunyada.Gercek ;görüntüden ibaret ve ben biliyorum nasil gorundugumu.Her an kaçabilir, aldatabilir, herşleyi hafife alabilir görünüyor ben sana, biliyorum.
Öyle değil oysa ki.Oysa ki her sabah sen uyanmadan çiçekleri suluyorum sen güzel bir dünyaya uyan diye ve her gün biraz daha kırılıyor kalbim uğradığım haksızlığa.
İyi niyetle ve çok sevdim seni.Bir tek bunu bil istiyorum.
Tarihin tekerrürden ibaret oluşunu zalim bir şaka gibi görmek istedim.İnan denedim.Ama içinden geçtiğimiz hemen her an, çarpıyor yüzüme o kocaman hayal kırıklığını.Canım bu kadar yanmasa yok sayacagım.Gücüm yetse inan yapacagım.Çünkü eger bu bir yalansa bile, yine de en güzel en berrak en insan aşkın içinden geçiyorum.Karşımda duran yıkıntının işte tam da buna ait oldugunu biliyorum.Biliyorum cunku binlerce ufak parcaya ayrılmasini bu gozlerle, gozlerimden kan gelene kadar izledim.
Ne kadar üzgün olduğumu ifade edebilmek isterdim.Tam olarak anlamanı saglayabilmek.Her an her bir hücrem elektrik süpürgesiyle bir karanlığa çekilirmiş gibi..Kıpkırmızı gözlerle izliyorum mucizemin yok oluşunu.
Yazıklanan ,pişman olan kendine acıyan bir insan olmaktı en büyük korkum, annem gibi...Kendine acıyan ve bu yüzden zalim, saldirgan, kotucul..En cok bosa gitmis hayat yaralar cunku,
yazıklanmayacagım.

O kucuk kagitta yazan suclamalari bir cevap ile onurlandirmayacagim.Ama sen, ..Ben diye bildiğin her neyse, belki bir kez daha düşünmelisin onunla kalmak isteyip istemediğini.Çünkü tüm sevgi sözcüklerinin içinden hep çirkin çamurumsu , kötü kokulu bir nefret fışkırıyor.
Tüm bunları düşünebildiğim için , inan, cok derinden ,cok gercek üzülüyorum.Kimse böyle bir yok oluşa şahit olmamalı.
Rica ediyorum.Yazdigin notu bir kere daha oku.sonra bir kere daha.
Cunku eger inanıyorsan orda yazanların gercekligine, belki de yanlis askin pesindesin.
Seni oyle kocaman sevmistim ya, iste bunun bir ise yaramis olmasini cok isterdim.

haziran 2011.
Ank.

G.