17 Aralık 2008 Çarşamba

ylmzrdğn

Sus pus olmuş, puslu bir İstanbul muydu yüzün, yoksa
çok bildik hüzünler mi taşınmıştı yüzüne
Dolmabahçe'de, çay tadında....
Divit ucuyla yazılmıs bir aşkın sureti vardı avuçlarında,
tarih bir başka iklimin kıvamını gösteriyordu.
Ben rehmedilmiş yelkovan gibi... hani akrep'i seven ama
yüreği takvim yokuşlarında....
Sinemada elinin elimde terleyişinin bir anlamı olmalı,
sesinin sesimde yankılanmasının.. sanki perdedekine
üzülmüş ya da sevinmişsin de tesadüfen akmış yüzün
içime.. Yalan! Sen perdeye bakıyorsun, fikrin benim
seyir defterimde.. ve ben amerikanca bir filmi kürtçe
seyrediyorum...
Kadın, Beyoğlu'nun bir kış akşamında,
üstündeki deri montun sahibine küs, soğukluğundan
muzdarip yürüyordu.. Adam da.. Yürümek hiçbir şeyi
çözmüyordu, bazı Aralık akşamlarında... Parmağında
yaralı bir öyküyü taşıyordu adam.. Kadının yüzünde
bir hüzün... Hüzünlü aralık akşamında bir yüzük...
Yüzüğün yüzünde dünya güzeli bir kadının kehaneti..
.. Soğuğun ve karanlığın vehameti!
Hayatı, bir başkasının pantolunu gibi, küçültülmüş,
daraltılmıs.. ilk sahibinin o pantolonla yaşadığı şeyler,
yani pantolonu pantolon yapan anılar, bazı ilkbahar
bereleri yüzünden yapılan yamalar, ter tüketen
yazlar... Hepsi daraltılmış.. Yaşananlara bir beden
büyük geliyor artık hayat!
Bir aşkı paylaşmak için çok geç, bir paylaşıma aşık
olmak içinse erken.. Beni sevda yerimden vurdu yine
zaman.. şimdi sana söylenecek tek cümle:
Bende sana yetecek kadar ben kalmadı..


Böyle de bi adam var, ve bu adam ne zaman aklıma gelse bi de sen geliyosun parantez içinde.Adamı seven var sevmeyen var ,ben sevmeyen herkese kılım o ayrı da..bi kelimelerin efendisi durumu varsa madalyayı kime vericem belli ,olay bundan ibaret.Kediler var prizle oynuyolar.bakıyorum böyle salak mı bunlar diye,alenen salaklar.ve şanslılar da bi yandan...kedi olmak varmış şu hayatta.sıcak sıcak uyur uyanır kablo kemirir insanı sinir ederler.Hiç "bana musluğu aç" dan başka şey söylemeyen kedi olur mu,benimki yalnızca bu cümleyi kuruyor.gece nerden baksan beş kere karşı duvara fırlattım- malum acı içindeyim bir takım geri çekilmeler falan- sabah geldi yine sevdi beni.deli mi ne.
adama gelirsek tekrar...okudukça diyorum keşke burda olsa da o okusa biz de dinlesek..senle ben yani..o lise sırası geliyo aklıma dinlerken nası dumura uğradığım gözümden birden şorr diye yaşların akdığı sıra.. bu adam deli kesin.ağlak bi tip değilimdir bi de ben hiç.babamın aksine mesela..annem gibi belki.
tüm bu trajediyle dalga geçer gibi çorap tekiyle oynuyor kediler.dalga mı geçiyosun lan sen benle diye dikleniyorum kediye, salak salak suratıma bakıp oynamaya devam ediyor,senin neyinle dalga geçicem ben lavuk dermiş gibi.çok uzun bakarsam miuv diye bağırıp protesto ediyor beni.
Aklımın hayal kırıklığıyla dağıldığı nokaya gelmiş bulunuyoruz.
kalkayım ben artık.kafamı çalıştırmam gereken başka şeyler var şimdi

0 Yorum:

Yorum Gönder

Kaydol: Kayıt Yorumları [Atom]

<< Ana Sayfa