i hope you're happy now,i've seen the pain i've never seen
ortak bilincimizin akıntısı kendi kıyılarını bozuyor.yapıyoruz bozuyoruz.İnanasım gelmiyor başkasına sarıldığına.Kör bir sırrı yutmuş gibiyim.Kim inanırdı ki bana? Nasıl anlatmalıyım,anlatmalı mıyım?Gerçekleri sokmayalım araya demiştim sana,bunu söylemiştim.Nasıl kandırdım kendimi nasıl ,nasıl yaşadım onca yalanı begonyalar beslemeden,kendi başıma,kör sırlar yutarak.Yuh amına koim.Hiç mi acımaz,hiç? Düşündükçe inanamıyorum,düşündükçe başım dönüyor,gözlerimi kapatıyorum.
Çırpınıp duruyorum işte,işte anladım,hatta eminim.Kandırılmışım.Ama farketsene,ne kadar da şık kandırılmışım,saygı duymadan edemiyor insan ister istemez..
Bilmeni isterim,geri gelmeyeceğim.Beklesen de ,beklemesen de..Gözlerime bak,seni gerçekten sevmiyorum.Koca bi yalan yaşadık biz,renkli,parlak,yollara saçılmış bir yalan,ama bir yalan.Umarım mutlusundur.Acıyı gördüm!İsa benim günahlarım yüzünden ölmedi,sizin günahlarınız yüzünden öldü,daha kaç kişiyi öldüreceksiniz?Çünkü bazen kaldıramıyorum.Acı yüzeye çıkınca ellerimdeki dokuz inçlik çiviler iyice acıtmaya başlıyo.Lütfen biraz ne yaptığınıza bakın..isa benim yüzümden ölmedi.Ben sadece bir insanım,tanrısal boyutlarda acı çekmem sizce de biraz haksızlık değil mi?Bunun içinden geç G. Islak ve kırmızı.Karanlık ve kompüturize.
kalbin diyorum,atmayı bıraktığında,nasıl bir ses çıkaracak??
(biraz anlam yükle bana,ağır ağır dolaşmak istiyorum.) (m.k)
Ne olduğunu hala anlayamadığım bir sürü şey yaşadım.Her biri için teker teker özür dilerim.Kendimden de sizden de.Aklımda anlık flaşlar halinde patlayan sonra da aniden unutlan binlerce şeyi sana anlatmak istiyorum bazen.Unulması gereken şeyleri su gibi ,uçucu insan beynine yazmak.
Basit cümlelerimin altında derin anlamlar aramasalardı keşke.ben o komplike düşünceleri öyle zor basit cümeleler haline geitirip konsantre etmiştim ki,kurcalamasalar anlayacaklardı.
Ama ne oldu?
cam kırıldı.
herşey parçalandı.
ben çatlaklarımdan dışarıya fışkırdım.
inceldiğim yerden koptum.
bu müzikleri bırakırsam belki iyi olacağım.Ama niye iyileşeyim ki??Niye bırakayım ki?Bu acıyı yutmaya alışık değil miyim sanki?
.....
....
...
..
.
Yeni bir mucize bekliyorum.Belki bir gün yeniden güzel bir kadın olabileceğim.Bu kötü hava beni tüketiyor.
Eski ve açık sözlü dostum! Hafızan hala yerinde mi merak ediyorumBilmeniz gerekir diye söylüyorum,öylesine insanım ki kabızlık çekiyorum.Oturarak geçen bir yaşamın ödülü bu.Kendimi ne zaman yeniden,yeni bir insan gibi hissedebileceğim?Annem bana uzun zamandır asıl haklarından mahrum bir insanmışım gibi davranıyor.Mırıldanırken,benimle konuşmuyor bile belki de..Kimim ki ben evreni reddedeyim?
Neden her sabah uyandığımda kendimi bu kadar yorgun hissediyorum?Ne zaman tekrar güzel olabileceğim?Yaşam farkedilemeyecek kadar yavaşça grileşiyor.Buna yemin ederim.Tüm bu karışıklık beni keskinleştiriyor.Ama yine de kalbimi bir taç gibi taşıyorum.En dokunulmamış ve en kırık parçam.Tüm o deneylerle hayatımı harabeye çevirmeli miydim?Ama yaptım işte.Bu kadar meraklı olmam gerekli miydi? Birileri yardım etsin bana.Nerede benim gözlerimde parşayan gümüş yıldız??
İnsanlar herşeyi ucuzlaştırmak zorunda mı?Kendini bi ömür boyu kötü zanneden biri,bi anda iyi biri olduğunu farkederse ne olur?Azizleri fahişelere,fahişeleri azizelere dönüştüren nedir?
F. ,seni hasta ve sapık bilge!Nasıl da oyuncağı oluyoruz hayatın...Tüm bunlar kimi eğlendirmek için??Benim bu kadar hastalıklı derecede kırılgan olmamı sağlayan ne?
2002/Ankara
3 Yorum:
"karıcığım bana eroin koya"
rabbim şimdi bir polisi tutuklar gibi
değişik bir hayvan tıkanıyor göğüslerimde
menşei cam çocukların haysiyetiyle
pasiflora anlamında tiren koşayım
koşayım filmlerin adı bu olsun
şehre laciverd bir ceket gibi yakışsın yağmur
rabbim gör rabbim duy rabbim bağışla
rabbim kızın annesi bankada memur
sol yanlarım cumartesi küle çalışsın
mason teşkilatlara çapsın bisiklet
titreyeyim muştalara sapayım kopkor
rabbim kız okula geliyor, yaşasın cumhuriyet!
işte yeniden gür bir kapsül sürçsün eşikte
al sakallı bir kelebek başlasın bitsin
bu kestiğim sn kardeşim surları kesin
hayır judas düğünüme gelmeyeceksin!
semerkandı denetleyen bir dedektif mor
yar göğsüne salmadığım şu pürüz sicim
sakis dahi peşindedir bir kur’an’ım vor
eh onu da siyah kotumla giyeyim rabbim!
rabbim o tarz bir tiyatro gelsin bu şehre
haddinden fazla mermi küvezden seksin
rabbim rabbim ben de sordum sarı çiçeğe
ah beni de şu direğe bağlayın gitsin!
işteşimdi kör bir masat yorumluyorum
ham meçlere seyrediyor gözbebeklerim
öğrettiğin trenlerle baştan çıkayım
lübabeyim lübabesin lübabe rabbim!
ah muhsin ünlü
30 Aralık 2007 15:03
en keskin zamanlariydi.. plastik davranislar imha ediyordu karsisinda kendini.. tum derdi aynalara hapsedip defalarca bileklerini kesmekti.. buraya nasil geldigini hatirliyor musun?.. ilk ne zaman kesmistin kendini.. sonra defalarca ustunden gecmistin tum cizgilerinin.. hem B planlarin vardir hep cogu kere pic kalir..a.. eskiden daha cabuk gelirdi kafasi bu senaryolarin.. kendin karaladiysan muhakkak hakkini vermissindir karakterlerinin.. aah yaa yanyana gelip bisileri ele veriyor yaa simdi bu harfler iste bunlar ipuclari tum plastikolulerin..biliyorsun muhakkak birakilmali..entryler sadece ihtiyacin oldugunda karsina cikar...farketmez bu seferki oyunun senaryosu karakterleri yeri zamani.. nasıl olsa yeni bir oyun cikacaktir..son kurban henuz verilmedi. yasamalisin hala ve ya katilmali yada sahit olmalisin gorkemine olanlarin..
ayni birbirimizin tirnaklarini cekerek cikarttigimizda acimadi ki derken ki yasimiz gibi...merhaba : )
3 Ocak 2008 13:41
remembering selfdestruct...
hiç bi zaman iyi gelmez bünyeye..diyelim ki selfdestruct kendi kanında boğuldu.boşver artık onu.yenisini buldum.bunu sev artık.
4 Ocak 2008 05:25
Yorum Gönder
Kaydol: Kayıt Yorumları [Atom]
<< Ana Sayfa