16 Şubat 2009 Pazartesi

neden yazmıyosun diyorsun, artık bişey söylemek bi anlam ifade etmiyor.Daha önceden söylemediğim ne söyleyebilirim ki, ya da sen ne söyleyebilirsin...özür dilersin.biliyorum.sonra -beş saniye sonra- yeniden yaparsın..yeniden affederim ben, ta ki artık affedemeyeceğim güne kadar.
bana olan şeyler genel olarak hep benim karakterimin getirileri.Boyumdan büyük laflar ettiğimden demiyorum ben kapı çarpmam sökerim diye.Affedemeyeceğim ana kadar affettiğimden diyorum.bir an geliyor, anlıyorum artık yetmiş.o zamana kadar sessizce bekliyorum,üzülüyorum ,samimiyetle hem de, anlamanı ,görmeni istiyorum...bazen nasil bir haksızlığa uğradığımı anlayamıyorum ,ya da bunu haketmek için ne yapmış olduğumu, çoğunlukla haketmemiş oluyorum...biliyorum şimdi burda olsan itiraz edersin ,senin neler çektiğinden ,benim sana neler ettiğimden bahsedersin, ama gerçekte öyle olmadığını biliyosun işte sen de...Kavga etmek ,anlaman için uğraşmak ,ruh halini stabil tutmaya çabalamak, bunalmaman için uğraşmak çok zor ,inan..üstelik çoğu zaman farketmesen de, aynı şeyler bana da oluyor, yardımsız genellikle şikayet etmeden atlatmam gerekiyor...
kavga edicek halim yok yani...yani diyorum ki:

Aşkım da değişebilir gerçeklerim de
Pırıl pırıl dalgalı bir denize karşı
Yan gelmişim diz boyu sulara
Hepinize iyi niyetle gülümsüyorum
Hiçbirinizle dövüşemem
Siz ne derseniz deyiniz
Benim bir gizli bildiğim var
Sizin alınız al inandım
Morunuz mor inandım
Ben tam kendime göre
Ben tam dünyaya göre
Ama sizin adınız ne
Benim dengemi bozmayınız


Sokaklar şöyleymiş
Ağaçlar böyleymiş...

0 Yorum:

Yorum Gönder

Kaydol: Kayıt Yorumları [Atom]

<< Ana Sayfa