1 Aralık 2007 Cumartesi

officially gone insane

bazen buraya geldiğimde,bişeyler yazılmış bulacağımı zannediyorum.neye dayanarak böyle bişey zannediyorum bilmiyorum,belki heroesdaki sarışın kadın gibi benim de aynadan fırlayan vahşi bir ikincil karakterim olmalı,ama sümükleri aka aka blog yazar mı bilmiyorum.kendime söz vermiştim,bi daha hiç o kadar delirmemeliydim,nefes almayı sürdürmeliydim..merakdan deliye dönmemeliydim,yine içim bi şekilde rahat,kendime defalarca kanıtladım atlatamayacağım bişey olmadığını...o acı sanki bi çeşit patlamak üzere olan apandisit gibi.ameliyat olana kadar acıyo ama dayanabiliyosun,sonra birden kesiliyo.kesinlikle sayılı gün.etrafa bakıp uzun uzun aşk acısı çeken insanları gördüğümde nasıl dayandıklarını ve hangimizin daha güçlü olduğunu merak ediyorum çünkü açıkcası maksimum üç günde atlattığım o acıyı bi hafta on gün bi ay üç ay beş ay bi sene çekmeye dayanabilirmiydim,sanmıyorum..ama onlar dayanıyorlar ve ölmüyorlar,ve yaşatıyorlar..bense...derhal boğup öldürüyorum.hangisi daha kolay?
konu falan yok aslında şu anda...belki de bunları bi txt dosyasına yazıp sonra da recycle bin'in derinliklerine göndermeliydim...aslında bahsetmek istediğim şey,şu an karnımı ağrıtan şey tamamen farklı...iki şey...bi tanesi için sokağın başına kadar çıkıp,sağa ya da sola doğru yürümem,kırmızı beyaz tabelanın altından geçmem,tatlı bi kız gibi davranmam ve üç cümle kurmam gerek...diğeri için hiçbişey yapamıyorum beklemekten başka.
gözlerim değişiyorlar
yine benim gözlerimin rengine çok yakın bir ela oluyorlar.çok gri istanbul havası,yerler ıslak(muhtemelen) (neticede benim hayalim ).adam yürüyor ayaklarına bakarak,kadıköy minibüsüne biniyor.insanlar konuşuyorlar.duymamak için kulaklarını kesebilir insan.ama duyuyoruz ,zaten onlar hiç susmazlar,konuşmalar bitse fısıltılar sürer.../sonra istiklal caddesinin başını görüyorum nedense burgerın önünden geç,rayların arasından yürü çünkü orası en az insanın yürüdüğü hat.istersem çarpılırım ama asla o kalabalığın içinden yürümem.

gözlerim değişiyorlar
kahverengi.koyu.pencereden bakıyor.dışarda kar var.dışarda tanıdık bir tane bile insan yüzü yok.evde dolap yok.arkadaşları yok.aşk hiç yok.o evde yok.
gözlerim değişiyorlar
sanıyorum yeşil.pencereden bakan kızı görmeye çabalıyorlar.beraber bir savaşımız olabilir mi diye düşünüyorlar o yıldızlı sayfadaki yarım kızla.
gözlerim değişiyorlar
değişip duruyorlar
asla kendi gözlerime dönmeden o gözden bu göze atlayıp durarak bir ömür gezebilirim.kırmızı beyaz tabelanın altından o gözler geçsin.o gözler.
gözlerim değişiyorlar.
sigara dumanıyla dolu oda.ayağının dibinde ısıtıcı.sıcak.bunaltıcı.aklında kırmızı beyaz tabelalar var.tabelalarla savaşlar var.artık kıvırcığı kaçmış saçları var.annesi var.
gözlerimi yerlerinden çıkarmak istiyorum.telefon çalmıyor.adam diyor ki,when it rings,will you answer.benim numaram çalmıyor bile,öyle bir numara yok bile.
bazen ne kadar yorgun olduğumdan tamamen emin oluyorum,bazen sadece geçici bi dönem gibi geliyor.artık tahammül etmek istemediğim bir ben var neredeyse yüzde yetmişinden nefret ediyorum toplam oluşumun,geri kalanı ise...onun için bişeyler yapmak isterdim,gerçekten isterdim.
onun için yapılabilecek bişeyler kalmış olduğuna inansam..
ahhhh
ruhum.
ben ağları toplarken,toplasan sen de beni??
o aydınlık gülümseme tatlım,koca bi yalandan ibaret.inan bana öyle.baharın gelişiyle gelen parıltı gidişini beklemeden çekip gidiyor artık çoğu zaman.yaşamak için nelere ihtiyacım var baksana.yalnızlığımda dönüştüğüm yaratığa baksana...
çok çıkışsız gibi geliyor bazen ,bu bağımlılık ,neye olduğu belirsiz,çok ağır...ölene kadar peşimde sürükleyeceğim,ya da o beni sürükleyecek-emin de olamıyorum ki-ama iyileşemiyorum bu gerçek son derece açık ortada.hep bişeylere ihtiyacım var bir güne daha dayanabilmek için..sürekli değişen bişeylere.bazen gerçekten istiyorum artık bitmesini,rol yapmakdan çok yoruldum.olduğum kişi değilmiş gibi davranmaktan,kendime,aileme,arkadaşlarıma....ben kimim ki bunun altından kalkabildiğimi-ama onların kalkamadığını söyleyebiliyorum..
hiçbişeyin altından kalkabildiğim yok
bunu ben biliyorum
kedi biliyor
balon biliyor.
balon patlıyor.
bütün balonlar patlıyorlar.insan yüzleri.ifadesiz.13.28.2 saatim var yetişebilirim.3.30 daki derse yetişebilirim,tabelaları sökmek istiyorum.terlemeyi kesmek istiyorum.derse yetişebilirim.girebilirim,anlatabilirim.yapabilirim.
bu zavallı olduğum gerçeğini ne kadar değiştirir bunu bilmek istiyorum.

ben sizleri affettim,siz de beni affedin.
gidiyorum.

0 Yorum:

Yorum Gönder

Kaydol: Kayıt Yorumları [Atom]

<< Ana Sayfa