cadı!
Dublörsüz ya$adik ,dublörsüz öldük…Agriyan yerimizi gösteremedik. Hakikiydik.. Az önce burdaydik. Altyazi gibi geçtik ,göremediniz..O yüzden de hikayesiz kaldiniz i$te…Sokagin ortasinda tramvay raylari arasinda ve tekba$iniza… (sogumasi için unutulmasi gereken bilinç…) Cadiyi taniyorum.. Cadinin evini biliyorum… Cadinin yazilarini okudum… Cadiyla çok ketamin tükettik… O kustu… Ben o gecelerden birinde ipek kabugunu silmi$im ellerinden.. Cadi söyledi… Ben hep saati ve kaç ki$i oldugumuzu sordum… ‘Pink’ dedi…’sayilari ögrendigin gün saymaya ba$lasan, ölene degin kaça kadar sayabilirsin?’ Dedim ki: ‘Beni sana ekleyecek sayiya gelene kadar’…. ‘YOK’ olani küçük dü$ürmek, varolani yüceltmez cadi! Bagira bagira o mektubu okurken de bilmeliydin bunu! MAKAS ELLERiNi KULLAN! Ölüm heyecanina yenik dü$en uyu$turucu…. ellerini kullan! Siki sikiya tuttugun günlükte ölenlerin sayisi kaça yükseldi cadi? Keskin kelimelerinin altindan kaç ceset çikarildi? Kaç a$k bünyesinde nefret ; kaç a$k kodein barindirir?? Ama olmuyor i$te! Hayat malzememizden çaldi cadi…HAYAT MALZEMEMiZDEN ÇALDi!!! Bu caddelerden geçmeyelim cadi! Polis beni taniyor.. Polis beni iyi taniyor..Cadi , sana söylüyorum… BU CADDELERDEN GEÇMEYELiM! Kahrolu$un orospusuymu$um! Nefarkeder? KAYBOLUP GiTMEYi GÖZE ALDiM BEN BU KARANLiKTA! Or’da beyazla$irim… Bir shot’a çiçek açarim.. Ne anlatiyorum ki…Topu topu üç be$ sözcügüm… Hayat bizler için sadece aksesuar cadi… Çünkü insan kollarindaki deliklerden içeri dü$ebilir.. Sokaklar $arampole yuvarlanabilir… Pulp adli kedi kendini balkondan atabilir.. Ya$adigima dair hiçbir ipucu bulunamiyor.. Raylarin arasindan ve görünmeden yürüyorum.. Elimdeki soda $i$esine üfleyerek... N’apiim? Bu kaotik kopu$u seviyorum! iÇERi DOGRU EKLENMEK Di$ARi DOGRU PARÇALANMAKTAN DAHA iYiDiR! Bileklerimdeki kesiklerden evreni gözetleyen nefret! Nefret ediyorum! Senden degil, seni böyle görmekten nefret ediyorum! Ba$a$agi bir kelebek tasarliyorsun bana.. Seni seviyorum… Hiç yokmu$sun gibi seviyorum seni… Artniyetsiz.. Geleceksiz… Haketmedegin kadar uçucu… Direnç bahsini kaybedebilirim., ama asla yenilmem ve asla beni sevdiginden daha çok sevmem seni… Kuvvetli ihtimal darmadaginim… Paramparçayim Tehlikeliyim… içince ölmek istiyorum… Her seferinde biçagi ba$kalarinin eline veriyorum. Nedeni benim korkmam degil.. Onlarin ‘ne kadar’ olduklarini görme istegim.. En fazlasi kendini kesti .. Ama hiçbiri beni kesemedi… Parçalanmi$ bedenlere dolu$an duman biliyor ki; çürüyen ve metan salgilamaya ba$layan hayali hayatlarimizin bir kar$iligi yok bo$lukta… O yüzden ‘toplum defol’ ‘sevgilim defol’ ‘ahlak defol’ ‘ömrüm defol’..diye bagir… Tüm defolu degerler.. DEFOLUN! Yine de silah$örler kendi aralarinda tarti$mamali.. Silah$örler birbirini sevmeli.. Öyle degil mi cadi? Ne kadariz ki zaten? Artik eski halimize dönemeyecegimiz bir sinirdayiz.. Onlar ruhunu kavrayamadiklari ve o yüzden çekindikleri $eyleri yoketmeye çali$irlar. Devlet tüm birimleriyle arka çikar onlara…Polis en güçlü çetedir! Polis cennetin gerçek yüzüdür. Sadece akrepler ,yilanlar ve hamam böcekleri cennete gider… Biz bu sokaga devamli geliriz.. Can ‘da gelirdi.. Burda herkes kapasitesi kadar $izofren… Çünkü hayattan çok ölümün sözü geçiyor bu sokakta.., cadi!
BU SOKAKLARDAN GEÇMEYELiM CADi!......
3 Yorum:
o sokaklardan geçmeseydiniz, bu yazıları kim yazıcaktı?
(ayrıca
1.cadı'nın hası sensin,
2.yazı da süpermiş..)
10 Eylül 2007 07:49
her cadının da seçilmiş bir objesi olduna göre mürekkep senin kanında var annadın mı beni.
10 Eylül 2007 14:12
açıkçası,
kimse bişi anlamadı..
11 Eylül 2007 12:45
Yorum Gönder
Kaydol: Kayıt Yorumları [Atom]
<< Ana Sayfa