10 Eylül 2007 Pazartesi

I keep pushing so hard the dream through another lonely day(there's a fire inside everyone of us)

Kaç kişiydik bilmiyorum
Daha kaç kişi katılacak bize bu kumsalda?Annem de aramadı.İnandıramadım denizle konuştuğuma.(denizle konuştum)B. ile suya baktık.Suya bakarken bile çok üşüdüm.Yıllar sonra kendisini öldürmesini engelleyecek cümleyi kuramadım yine de.Neden yandı ayaklarımız kumda?Solgunduk.Yorgunduk.Doluyduk.Perdeleri kapalı,dumanaltı odalar vardı hep.Aklımda.Çakıyorlardı öyle birden bire,davetsiz.Ne vardı başka bir yerde,müzik mi vardı?Daha mı güzeldi?Kim soruyordu bizi dışarda?GAzeteler mi soruyordu? Oturma odasındaki kadınlar mı?Polisler mi?Reklamlar mı? Bize kim sarılıyordu o şehirde? Heykeller mi sarılıyordu?Kan akıyordu işte.Onun için son gördük başlangıçlarıTam da orada ayrıldı kitap yaprakları birbirinden.Tam da orada son diye gördük başlangıçları.
Neden ölmesi gerekti bülentin? B. demeyeceğim bu sefer.Nasıl huzur? nerde?Hangi kapıdan girsem şüphe,nereye baksam nefret dolu insan yüzleri,dokunsak acı,dokunmasak,niye yaşıyoruz? Ölmek zor diye mi?
Artık kim sevecek bizi?Kim durduracak arabaları karşıya geçebilmemiz için?Masallardaki beyaz hayaletler gibi dolaştık sokaklarda.Bakışlarımız korkuttu insanları,Çünkü beyaz bir geleceğe düşen lekeli birer canlı gibiydi gözbebeklerimiz.
en zor
en kolay
en masum
en suçlu
Her yerde anlatıyorum seni kendime.Kimi görsem parmaklarının babamın parmaklarına benzediğini anlatıyorum.Neredesin? Bak anlaşılır hiç bir yanı kalmadı hayatın?
Kuralsız bir trajedi yazmak istiyorum.Shakespeare'in canı cehenneme.O öldü işte! Bülentin kuralları mı var,ses mi veriyor,çığlık mı atıyor?Ağlıyor mü bülent? Saate mi bakıyor,şimdi nasıl zili çalsın?Nasıl bağlasın botlarının bağcıklarını şimdi?Nasıl heykeller yapsın kilden benim için?
Ben kuma bastıktan sonra terkettim otobanları,asvaltı,reklam panolarını..Annemi çok sevdim.babama giden her yola girdim.Ama beni kendimden uzak tutan bir ağıttı babam.Korkardı çabuk büyürüm diye.En çabuk ben büyüdüm.
Yapraklar elbette dökülecek,bülent bile öldü baba,sen de ağla şimdi.keşke daha çok tanısaydınız beni,uykumda terledikçe çarşafları yırtıp atmak istiyorum.Bu kisenin görmek istemeyeceği bir kabus.Bütün köşe başları tutulmuş oyuncak gibi satranç taşları,kurşun askerler,ip mi atlasaydım,top mu oynasaydım,göz mü kırpsaydım beton gözlü adamlara??
Kaç kişiydik bilmiyorum
kaç kişi kaldık..

1 Yorum:

Anonymous Adsız dedi ki...

seni hala çok özlüyorum dostum
g.

19 Mart 2009 12:16

 

Yorum Gönder

Kaydol: Kayıt Yorumları [Atom]

<< Ana Sayfa