20 Nisan 2010 Salı

april's fool

hala bu şifreyi değiştiremediğime inanamıyorum.her neyse.konu bu degil.konu bir senedir aldigim ilaclara ragmen hava degisikliginden abartili bi sekilde etkileniyor olmam.manik haftasonunun arkasindan karanlik iki gunluk düşüş.tamam.buna alışığım.daha az içmeliyim.daha az içmem mümkün değil.hiç içmemeliyim.her neyse konu şu.haftasonu değil belki de beni bunaltan çünkü o karanlık havanın arkasından ilk çıktığında güneş, hiç bişeyin aslında o kadar da karanlık olmadıgını düşünüyorum.eee nolmuş yani.çok içtiysem nolmuş.çok ve lüzumsuz konuşmuşsam ,kendimi planlamadigim yerlerde bulmuşsam noolmuş.icab ederse görmem o insanlari bir süre.bunu hep yapıyorum.disposable friends for my sick mind.acaba hiç unutuyorlarmı?çünkü sanırım araya koydugum zaman ben olanları unutana kadar.ve hepimiz biliyoruz ki ilk güneş açtığında iyleşmeye başlıyorum bile.ve zaten hafızam...biliyosunuz hafızam cok iyi degil benim.şunu söylemeliyim, eger aranızda söz konusu ataklarıma dank gelen biri varsa ve artık sıkılmışsa benle ugraşmaktan, lütfen sessizce gitsin.artık yüzleşmelerin bi faydası yok.bunu s.yi kaybettiğim-ya da daha dogrusu s. ile birbirimizi kaybettiğimiz zamandan beri biliyorum.evet çok acıdı, ama hiç bişey değişmiyor işde.aynı insanım ben.aynı ataklar, bıraktıgınız zamanki kadar yorucu...
oysa bi de ankara var.self medication.huzur.işe gitmek gibi düzenli.ama cok daha huzurlu.her gun aynı yere gitmek.ruhunun başka bi parcasiyla karsilasmak.sakin gecen saatler.eve donmek.donebilmek.alkol tantrumları yok ,telefonda kavgalar, ertesi gun hatırlamayacagın ya da yarım hatırlayıp karnını agrıtacagın bisey yok.bomboş.huzurlu ve sakin.
bunun cok uzun surmedigini onceki 2564 denemeden biliyorum neyseki.bi süre sonra ancak kendini öldürürsen biticeğine inandigin bi mecburiyetin icinde buluyosun kendini.süpürgemi hazir edin depresyonun dibini süpüreceğim bilincine sahip bi insan ,oldugu yerden o kadar aşağıya iner mi? 2564 kere indiğimden bahsetmiştim dimi?yapmamaya calisiyorum.onu da bunu da.beni sabit tutucak bi güç gerekiyo.bana sakin olursam bi saniye düşünürsem aslında neyi sevdiğimi bildiğimi hatırlatıcak o arkadaş gerekiyo.ya da eğer gercekten koşmam gerekiyorsa benimle koşucak o arkadaş.T.yi bi bucuk aydır görmedim.so much for the loneliness.belki terasda bi bira acıp koop island blues dinlersek herşey düzelicek.kendimi yine iyi hissedicem.belki terasda bi bira açıp del fuego dinler martılara bakarsak kendisini cok daha iyi hissedicek.çünkü biliyo olucaz.bi sene oncede hersey bu kadar kötüydü.her ikimiz içinde.sonra geçti.
kendime hatırlatmaya calisiyorum bunu sık sık.çünkü sonra hep geçer.nefes alıcak bi baloncuk bulursun.ama nadiren de olsa ani bi netlik kazanır herşey.söz konusu herşey asla tamamen geçmiyor ve kendinizi kafanızın içindeki ,kalbinizin icindeki harabeyi izlerken buluyosunuz.
napıcam?napıcam?
bunca cesedi hangi küreklerle hangi topraklara gömücem???

1 Yorum:

Anonymous Adsız dedi ki...

Bu yorum yazar tarafından silindi.

20 Nisan 2010 13:08

 

Yorum Gönder

Kaydol: Kayıt Yorumları [Atom]

<< Ana Sayfa